Konar-göçer yörükleri kaleme alıyor bu defa Yaşar Kemal. Ne ister peki bir yörük obası?
‘Çukurda kışlak, Aladağda yaylak.’
İnsana bir avuç toprak için reva görülen zulmü anlatacak aslında bizlere.
•
19. yüzyıl ortalarında başlayıp 20. yüzyıl ortalarına kadar devam edecek olan konar-göçer yörüklerin sıkıntısı.
‘İki binken bin, binken beş yüz, beş yüzken ...’ diyerek seslerini duyurmak isteyecekler okura, yazara, ağaya, sisteme.
•
Süleyman Kahya, Demirci Haydar Usta, Müslüm Koca, Rüstem, Halil, Kerem-Ceren. Daha nicesi.
İsimlerin önemi var mı ki sizce?
Biraz toprak, biraz su, biraz huzur isteyen yörüklerin ‘paralarının, eşyalarının, gururlarının’ ellerinden alınmak istenip; ‘namuslarına’ göz dikilmesinin hikayesidir bu aslında.
•
Hıdrellez.
“İşte her yıl böyle olur. Beş mayısı altı mayısa bağlayan gece Hızırla İlyas dünyanın bir yerinde buluşurlar. Onlar buluştukları an dünyadaki bütün yaşam durur, tekmil canlılar ölür.”
•
Ölüm ve kalım. Doğru ve yanlış.
Buyurun.