Toplam yorum: 3.087.160
Bu ayki yorum: 6.847

E-Dergi

ismail_atan Tarafından Yapılan Yorumlar

11.04.2009

Hırsın nefretle karışımı, aşkın ayak altından dirilişi ve bir bakirenin halkı uğruna savaşırken aşkı uğruna halkını yakışı... Boleyn Kızı'ndan sonra muhteşem bir eser diyebilirim. Boleyn Kızı kadar olmasa da sürükleyiciliğiyle bir solukta tükeniveren bambaşka bir yapıt. Boleyn Kızı'nın yorumunda da söylemiştim. Bu tip yapıtları pek sevmezdim; ama artık önyargıyla yaklaşmamaya karar verdim. Bakirenin Aşığı şimdiden kitaplığımdaki yerini aldı. Okumam gereken sıraya girmiş birkaç kitaptan sonra sırada o var. Kitapların kalın oluşu gözünüzü korkutmasın. Gerçekten okunmaya değer, muhteme bir yapıt.
09.04.2009

Postmodernizmin en önemli temsilcilerinden biri bence Oğuz Atay. Gerçi toplum olarak anlamını bilmeden her şeye postmodernizm diye yaklaşıyoruz bu dönemde. "Oyun içinde oyun" diye tabir ediliyor. Muhteşemdi ve bir solukta tükeniverdi. Aydınlarımızın çıkmazını gerçek bir aydının gözünden görmek, gerçek bir aydının kaleminden okumak... İşte gerçek zevk bu.
31.03.2009

Birkaç saat içinde tükeniverdi.
Her şey kendi haline bırakılınca daha bir güzel sanki. İnsanlarda iktidar hırsı olmadığında sanki daha bir güzel ve daha bir yolunda gidiyor her şey. Siyasiler ne hikmetse hep aynı. Dünde öylelerdi, bugün de böyleler ve maalesef gelecekte de aynı olacağa benziyorlar. İktidar hırsının olmadığı ve martılarla insanların barış içinde yaşadığı güzel bir ülke dileklerimle. Kesinlikle okunmasını tavsiye ettiğim bir yapıt. Zülfü Livaneli'ye yürek dolusu selamlar.
03.03.2009

Uzun zaman oldu ben bu kitabı okuyalı. Özellikle Mustafa Armağan'ın "Abdülhamid'in Kurtlarla Dansı"nı okuduktan sonra yeniden elime almayı, tekrar okumayı planlamıştım; ama araya Ayşe Osmanoğlu ve Şadiye Osmanoğlu Hanimefendilerin kaleme aldıkları "Babam Abdülhamid" kitapları girdi. İyi ki onlar araya girmişler; çünkü Sultan Abdülhamid'in hatıralarını nasıl güçlüklerle kaleme aldırdığını o yapıtlarda daha iyi anladım. Özellikle Selanik'te sürgündeyken defalarca kağıtlarına ve kalemlerine el konulması, anılarını yazdırdığı zaatın tutuklanarak bir müddet kapalı tutulması birer birer gözümün önünde canlandı. İsmet Bozdağ Beyefendi'ye ne kadar teşekkür etsek azdır sanırım. Onun kaleminden ve Ulu Hakan'ın kendi dilinden satırlar dolusu bilgi öğrenmek bu yaşamda benim için alınacak hazların en büyüklerinden. Allah hepsinin ruhlarını şad etsin.
03.03.2009

Ayşe Osmanoğlu Hanımefendi'nin kaleme aldığı "Babam Abdülhamid" adlı yapıta göre biraz farklı geldi bana. Ayşe Osmanoğlu kitabını kaleme alırken, ismiyle örtüşür biçimde daha çok Sultan Abdülhamid Han'dan bahsetmişti; ancak Şadiye Osmanoğlu Hanımefendi daha çok kendi anılarını kaleme almış. Elebbet bunun içinde Sultan Hamid Han'ın da geçtiği pek çok yer var. Bunu elbette eleştirmek için söylemiyorum; zira Şadiye Hanımefendi'nin kaleminden çektikleri (!) sıkıntıları okumak da ayrı bir anlam ifade etti bana. Gerçi Şadiye Hanım Sultan, çok fazla sıkıntı, en azından açlık çekmemiş. Zira biz Sultan Abdülhamid Han'ın zevcelerinden, kızlarından ve oğullarından bazılarının sıkıntılar içinde vefaat ettiklerini biliyoruz. Hiç değilde Sultan Vahdeddin gibi cenazelerine haciz koyulacak kadar sıkıntı içine girmemişler. Tekrar dile getirmemde yarar var. Bütün bunları eleştirmek adına söylemiyorum; çünkü kendilerine yapılan onca haksızlığa rağmen her defasında vatan sevgisinden ve Cumhuriyet Hükümeti'ne dualarından bahsettiklerine de tanık oluyoruz. Kendilerini rahmet ve minetle anıyorum. Hepsinin ruhları şad olsun.