Toplam yorum: 3.084.516
Bu ayki yorum: 4.200

E-Dergi

ismail_atan Tarafından Yapılan Yorumlar

06.01.2009

"Kavim"den sonra Ahmet Ümit'in okuduğum ikinci yapıtı Bab-ı Esrar. Beklediğimden çok daha iyi bir kurguyla karşılaştım; ama Mevlânâ ve Şems-i Tebrizî'nin aşklarını çok yüzeysel olarak anlatıldığını düşünüyorum. âlemin mayası olan aşk, bu yapıtın da mayasını teşkil ediyor görünürde; ama daha etkileyi biçimde işlenebilirdi. Çok ağır bir konuyu işlenmek bile çok büyük bir cesaret, Ahmet Ümit'i tebrik etmek gerekiyor bu konuda; ama biraz daha mânâ âlemine inebilir, kurguyu biraz daha sıradan serüven romanlarından sıyırabilirdi. Yine de beğendim. Okunması ve ciddi anlamda mesajlarının iyice sindirilmesi gereken bir roman. Bir erkeğin başka bir erkeğe olan aşkının günümüz de bile yanlış anlanarak yadırganmasına belki de en güzel yanıtlardan bir tanesi.
03.01.2009

Suskunlar'la başladım serüvene. Puslu Kıtalar Atlası geldi hemen ardından. Amat bambaşka bir tat bıraktı damağımda. Şimdi de Efrasiyab'ın Hikayeleri ile bambaşka bir öykünün ve anlaşılması ilk bakışta imkansız mesajların içinde buldum kendimi. İhsan Oktay Anar'ı neden bu kadar geç tanıdım diye hayıflanıyorum kendi kendime. Şimdi sırada hiç şüphem olmadan Kitabü'l Hiyel var. Beni kendine bağlayan ender yazarlardan biri oldu İhsan Oktay Anar. Kalemine, hayal gücüne sağlık.
03.01.2009

Kafa dağıtmak ve olayın peşinde sürüklenmek için uygun bir kitap. Bu tarz yapıtların pek edebi zevk vermediği bir gerçek; ama çoğu zaman aklı sıkıntılardan uzaklaştırdığı, bambaşka dünyalarda bambaşka insanlarla tanıştırdığı için okunması gereken tarzda yazılmış. Lean Christophe Grange'den sonra gerilim-polisiye tarzda beğeniyle okuduğun ender yaptlardan bir tanesi. İnsanın zihnini zorlayarak "acaba" dedirtecek niteliklerle ve şüphelerle örülü bir kurgu. Her şeye rağmen ayakta kalmaya ve yaşamla inatlaşmaya çalışan ve bir caninin elinden kıl payı kurtulmasına rağmen yılmadan yaşamına büyük bir hırsla devam eden bir kadının hikayesi. Küçücük sorunlarla başedemeyerek insanların kanına girmeye kalkışan dünya insanına, her şeye rağmen ayakta kalmanın öğretisinin verildiği haz veren bir kitap. Sanırım öteki yapıtları da okunmaya değer.
03.01.2009

"Seviyordum O'nu, O'nu rüyamda gördüğüm kendi çaresiz, acınası görüntümü sevdiğim gibi, bu görüntünün utancı, öfkesi, suçu ve hüznüyle boğulur gibi kederle ölen yabani bir hayvan karşısında utanca kapılır gibi, kendimi aptalca bir tiksinti ve aptalca bir sevinçle tanır gibi seviyordum; belki de en çok böyle: Elimin kolumun bir böcek gibi boşuboşuna kıpırdanışına alıştığım, aklımın duvarlarında her gün yankılanarak sönen düşüncelerimi bildiğim, acınası gövdemden çıkan nemin benzersiz kokusunu, bitkin saçlarımı, çirkin ağzımı, kalemimi tutan pembe elimi tanıdığım gibi. Bunun için aldatamadılar beni..."

Bu satırları okuduktan sonra fazla söze gerek yok sanırım. Olay arayanlar için, heyecan arayanlar için uygun bir yapıt değil; edebi zevkin tadına varmış, sanattan anlayanlar için biçilmiş kaftan. Orhan Pamuk... Kişiliğini şahsen beğenmesem de son yüzyılın en büyük romancılarından biri. Okumak lazım, okumak.
21.10.2008

Sorularınızın bir kısmınha hata var. Üstelik ÖSYM'nin müfredatına uygun olmayan sorular da var. Sizce ÖSYM dili ağır beyitleri verip de öğrencilerden yazın sanatlarını bulmasını ister mi? Alelacele yazılmış gibi geldi bana; ama elbette en iyisini siz bilirsiniz!