Toplam yorum: 3.083.119
Bu ayki yorum: 2.800

E-Dergi

denizmavi Tarafından Yapılan Yorumlar

07.12.2003

Yazarın ilk kitabı “Yalnız Kadınlar Sokağı” büyük ilgi gördükten sonra yine orjinal ismi değiştirilerek yayınlanan bu kitap da sanırım isminin çektiği ilgiyle bir ayda altı baskı birden yaparak okuyucuyla buluşmuş. Kitabın isminin “Geri Döneceksin” olarak yayınlanması okuyucuda önceki kitabın devamı olduğu izlenimini uyandırıyor, kitabı aldığını gördüğüm herkeste bu düşüncelerin ön planda olduğunu da gördüm. Ancak okuyunca tamamen farklı bir konu olduğu anlaşılıyor. Uslüp olarak önceki kitapla çok benzerlik taşıyor. “Yalnız Kadınlar sokağı”nda erkeğin yaptığı olayları bu kitapta ise kadın yapıyor. Genel olarak bayanların ilgi gösterdiği bir kitap fakat bir bay olarak ben de severek okudum. Bu roman biraz daha felsefi cümlelerle süslenmiş. Korkunun insanların beyninde olduğu, sevginin çok kolay nefrete dönüşebileceği konuları işlenmiş yer yer.
Biraz gereksiz ayrıntılarla hacim çok fazla geniş tutulmuş, biraz daha daraltılabilirdi.
07.12.2003

2000 yılında Tara Sokağı adıyla yayınlandığında üç yıl boyunca tek baskı yapan kitap, 2002 yılında Yalnız Kadınlar Sokağı adıyla basılınca dört ayda altı baskı birden yapıyor. Bu da şunu anlatıyor ki kitaba gösterilen talepte isim büyük rol oynuyor. Diğer yandan bu ismin bu kadar talep görmesi de çok ilginç. Gözlemlediğim kadarıyla kitabı ağırlıklı olarak bayan okurlar okuyor ve sanırım bayanlar kendilerini biraz yalnız ve anlaşılmamış buluyorlar. Bu kitapta kendi yalnızlıklarını bulabilecekleri ümidiyle de ilgi gösteriyorlar. Ben de bayanların bu kadar çok ilgi göstermesinden etkilenerek okuma gereği duydum.
Bir sokakta yaşayan insanların kesişen kaderlerini ele alan akıcı ve sürükleyici bir roman, ancak toplumumuza göre farklı yaşam tarzı olan insanlar anlatılıyor. İşte birkeç örnek; Ria evleneceği kişi olan Dany’nin anne ve babasını düğüne davet ettiğinde annenin cevabı: “Üzgünüz ama Dany’nin ağabeyinin düğüne gidememiştik, şimdi Dany’nin düğününe gelirsek ayıp olur.” Bizdeki anlayışla ne kadar farklı. Bir diğer örnek; “Rosamery erkeklere karşı mesafeli bir kişiydi, bu yüzden şimdiye kadar sadece üç erkekle yatmıştı.” Görüldüğü gibi Rosamery’nin ‘mesafe’ anlayışı bizim toplumumuzdaki mesafe anlayışından oldukça farklı. Karşılaşılan zor anlarda dirençli olmayı, mücadeleden vazgeçmemeyi anlatmak isteyen bir kitap.
Kitabın hacmi gereksiz ayrıntılarla biraz fazla geniş tutulmuş, 2/3 kadarıyla da anlatılmak istenen verilebilirdi diye düşünüyorum.
07.12.2003

Daha çok hayata yeni atılacak gençlere rehber niteliğinde hazırlanmış bir kitap. İletişim yeteneğinin geliştirilmesi ve kendine güvenin gelişimi anlamında kişinin çevreye ve kendine farklı açılardan bakma yöntemleri sunabilen bir kitap. Algılamanın iyi gelişmesi için sağlıklı bir beyine, sağlıklı bir beyin için de sağlıklı yiyeceklere dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan yazar et ve süt ürünlerinden kaçınılarak bitkisel ürünlere yönelinmesini tavsiye ediyor. Süt ürünlerinden kaçınılması konusuna pek çok beslenme uzmanı katılmadığı gibi ben de katılamıyorum fakat bitkisel ürünlere daha çok önem verilmesi konusunda yazarla hemfikirim.
Başarılı olma konusunda modellemenin, yani örnek almanın çok önemli olduğunu belirten yazar bu konuda başarılı olmuş kişilere de yer vermiş kitabında. Örnek almak elbetteki önemlidir fakat tek başına yeterli olacak bir etken değildir. Herkesin kişisel ve çevresel şartları farklıdır, “Ben A kişisi gibi olmak istiyorum, o halde A ne yaptı ise ben de aynını yapmalıyım” düşüncesi her koşulda doğru olmayabilir. Zira aynı hedefe çok çeşitli yollar kullanılarak ulaşabilineceği unutulmamalıdır. Önemli olan o yolların içinden bizim durumumuza en uygununu seçebilecek algılama gücüne sahip bulunmaktır.
Hayata yeni atılan gençlerin okumasını ancak, pek çok konuya da eleştirel bir gözle yaklaştıktan sonra bir yargıya varmalarını tavsiye ederim.

07.12.2003

Mesleği satış olan, insan ilişkileri olan herkesin zevkle okuyabileceği bir kitap. Satış ve pazarlama tekniğinin ana konularına değinerek yol gösteren bir çalışma. Kitapta özellikle üzerinde durulan konular ise, satıcının herşeyden önce sattığı malı çok iyi tanıması, satış yapacağı müşteriyi iyi analiz etmesi, müşteriye kandırarak mal satılmaya çalışılmaması, baskıcı olmaması ve herşeyden önemlisi müşteriye hizmet etme çabası içinde olması. Kitapta ayrıca bayan müşteriler konusunda güzel saptamalar var. “Bayanları sürekli müşteriniz haline getirebilirseniz işletmenizin ömrü uzun olur” diyor yazar. Bununla birlikte bayanları sürekli müşteri haline getirmenin erkeklerden daha zor olduğunu, kısaca bayanların zor beğenen fakat beğendikten sonra da kalıcı müşteri olabildiğini anlatıyor. Sadece satıcılar değil müşteriler için de ilgi çekici bir kitap.

07.12.2003

Hayatı ve yaşamın anlamını hangi şair bu kadar güzel anlatabilmiştir acaba. Bazı çevrelerce alkoliklik ve sapkınlıkla suçlanan yazar acaba gerçekten öyle mi? Herzaman hayatı, hayatın anlamını, dostluğu, paylaşmayı, dünya malına tamah etmemeyi dörtlüklerinde işlemiş olan şaire biraz haksızlık ediliyor bence. Hayyam şarabı tasavvufi bir simge olarak kullanmıştır rubailerinde. Bu kitabı okuyun ve kararı siz verin. Bu rubailer bana tasavvufu sevdirdi eminim okuyan herkeste aynı etkiyi bırakacaktır.

“Her günah insanda bir sarhoşluk bıraksaydı,
Ayık gezen olmazdı yeryüzünde”

diyor Hayyam. Sadece bu dizeler bile şekilciliğin ne kadar anlamsız ve boş olduğunu gösteriyor bize.

“Kim demiş Hayyam bilmez helali haramı,
Ben helali de bilirim haramı da
Seninle içtiğim şarap helaldir
Sensiz içtiğim su bile haram”

Bu dizelerin üzerine yorum yapmaya gerek var mı? Gönül gözüyle okuyamadıktan sonra hangi yorum açıklayabilir bu dizelerin altında yatan derin manayı. Lütfen okuyun ve kendiniz görün, hissedin.