Toplam yorum: 3.080.622
Bu ayki yorum: 300

E-Dergi

KY-138843 Tarafından Yapılan Yorumlar

05.03.2014

İran üzerine özet bir yönetim tarihi okumak isteyenlerin faydalanabileceği bir eser. Özellikle sınır komşumuz olan İran’ın tarihsel mirasını ve geçmişini okuyarak kafamızda oluşturulan kapkara bir şeriat düzeni algısını değiştirmenize fayda sağlayacaktır. Eser 20.yüzyıl geçmişini konu alıyor. Bunu belirtmekte yarar var. Petrolün para etmeye başladığı dönemlerde monarşinin en azılısı ile yönetilen şah dönemi ve kısa süreli sosyalist Musaddık dönemini özellikle ilgiyle okuyacaksınız. İran’da tarihsel süreçte İngiltere’nin petrolün kontrolünü elinde bulundurmak pahasına yönetimlerin değişmesinde nasıl rol oynadığını, baba oğul şah dönemlerinin hızlı bir gelişmenin beraberinde korku politikasına dayalı demir yumruğa nasıl dönüştüğünü, Humeyni liderliğinde İslam devrimi sürecine nasıl girildiğini analiz etmek için yararlı bir kaynak eser niteliğinde. Maalesef eserin yabancı bir araştırmacı yazar kaleminden çıktığını yine bu kitapta da görüyoruz. Zira İslam devriminden sonra Irak ile tam 8 yıl sürecek bir gereksiz savaşın öncesi ve sonrasına hemen hemen hiç değinilmemiş. Kitabın en kötü yanı burası... Hemen hemen tüm rejimler arasında geçen olayları özetleyen yazar 8 yıl sürecek bir savaşın nasıl çıktığını görmezden gelerek okuyucusuna saygısızlık yapmış. Zira bundaki muhtemel sebep, İran-Irak savaşının emperyalist devletlerin bir oyunu olmasının dışında açıklanacak hiçbir yönü olmamasıdır. Bu bölümün dışında eser faydalı bir İran yakın tarihi sunuyor okuyucuya.
05.03.2014

Benim kalbimin tüm kapıları Trabzon’a açılır. Memleketim… Bilinçli olarak hafızamda yer edecek şekilde taşına, toprağına, yoluna, denizine derin derin ancak 20 yaşında bakabildiğim memleketim… İstanbul’da doğup büyüyen, Trabzon’lu bir anne babanın çocuğu olarak memleketin kültürüne evde yapılan Karadeniz yemekleri, anneannesinin konuştuğu Rumca kelimeler, damarlarımıza işlemiş Trabzonspor sevdası üzerinden futbol sohbetleri, hayatı dalgaya alan, aynı şeyleri defalarca anlatıp gülen güldüren bir kalabalık kuzen topluluğu içinde Trabzon’lu olduğunu hisseden biri olarak duygulanarak okudum bu eseri. 20 yaşında ilk kez sayılabilecek gidişimde uçağın tekerlekleri yere değdiğinde gözlerimden yaşlar gelmişti hiç unutmuyorum. İşte aynı duyguları Çiğdem Sezer’in kitabında da yaşadım. Her çevirdiğim sayfada Sayın Sezer’in yürüdüğü koştuğu sokaklarda koştuğumu hissettim. Çocukluğum Trabzon’da geçmemesine rağmen Çiğdem Sezer’e özendim. Okurken satırlarının arasına saklanıp yaşadığı anılara sahiplenmeye çalıştım. Bu tarif edilemez bir şey. Sanki Çiğdem Sezer benim elimden tuttu ve gel bak işte budur Trabzon ve budur senin geçmişin, çocukluğun, gençliğin dedi bana. Eser aynı zamanda bana hiç farkına varmadığım kuruluşu 1961 yılına uzanan Kıyı dergisi ile de tanıştırdı. Ne diyeyim? Teşekkürler Çiğdem Sezer…
14.09.2013

İslamiyet içerisindeki Sünni yorumun Emevi dönemindeki yanlış yorumlanmasından kaynaklı sıkıntıları bugün Dünya üzerinde görüp üzülüyoruz. Alevilik tek başına tek noktadan bakılacak bir konu değil. Zira kendilerini “Alevi” olarak ifade eden çevremizdeki birçok kişide Aleviliğin farklı yorumlarına tanık oluyoruz. Ali Şeriati, yaşadığı dönemde, fikirleri ile aykırı görülüp karşı çıkılan, suikasta uğrayan bir hayat hikâyesi ile bir dava adamı olarak karşımıza çıkıyor. Kısa sayılabilecek ömründe geride bıraktığı eserlerle geç tanışmak benim için üzücü bir durum. Şeriati, eserinde en başta belirttiğim Sünnilik adı altında Emevi dönemindeki yanlış yorumlarla içi boşaltılan İslam dinindeki birebir aynı sıkıntıyı Şia mezhep yorumu içinde dile getiriyor. Zira ortada tertemiz bir Ali Şiası dururken Safevi dönemi ile içi boşaltılan ve bir anlamda Safevi Şia’sına dönen yolun bozukluğunu masaya yatırıyor. Bugün İslam coğrafyasındaki sıkıntılara dönüp baktığınızda Emevi ve Safevilerin kötü mirasının üzerine inşa edilmiş bir din yorumunu buluyorsunuz. Safevi devletinin yanlış yorumlarının bir kısmını İran devleti bugün devam ettirir pozisyonda. Emeviler’in yanlış yorumu ise ülkemizde içinde olmak üzere tüm İslam ülkelerinde yine alıcı buluyor. Kesinlikle okunması gereken eser, Hz Ali yorumunun, Ehlibeyt’in daha iyi anlaşılabilmesi, hayatımda hep karşı durduğum Sünnilik-Alevilik ayrımında her iki kesim içinde yanlış yorumlanan, suistimal edilen, görmezden gelinen doğruları yakalamak için size fırsat sunuyor.
14.09.2013

Buram buram kendine has üslubu ile kaleme alınmış bir yüzleşme eseri Aşka Veda. Belki hiçbirimizin en yakınımızdaki aşklarımızdan bile sakladığımız, kendimize bile itiraf edemediğimiz bütün anlatılamayanların yetkisini Can Dündar’a verip köşeye çekilip okumayı tercih ettiğimiz bir drama… Dünya döndükçe var olacak, uğruna çok çileler çekilecek, mutluluk getirdiklerinin yanında acı çektirdiklerinin de ziyadesi ile fazla olduğu ilahi bir duygudan bahsediyoruz. Eseri okumaya başlayıp bitene kadar sayfalarını kapatmayacağınız bir Dündar klasiği ile karşılaşacaksınız. İçinde veda ettiğiniz belki nice aşklarınızı da bulacaksınız. Okunmaya değer. Yalnız bir sitemim var. Sorumlusu olduğumuz bir vedayı bir yazarın kaleminden okuyup sonrasında son hız vedalara devam ediyor olmamız neden? Bunu cevabını da verebilsek keşke insan olarak...
12.08.2013

Şiilik ve Şia konusu, kulaktan dolma bilgi sahibi biri olarak okumak ve araştırmak istediğim bir konuydu bugüne kadar. Bir türlü bu konu hakkında okumaya vakit bulamamış olmak benim ayıbım. Musa El Musavi’nin bu eserinin hacim olarak küçük olması başlangıç için beni cezp etti diyebilirim. Musavi, eserinde Şia görüşünün, İslam dininde yeri olmadığını düşündüğü temel ayrılıkların tashihe ihtiyacı olduğu vurgusunu işliyor. İslam dininde oluşan mezhebi görüş ayrılıkları kendi fikrimce de mutlaka gözden geçirilmeli ve Kitap-Sünnet-Ehlibeyt üçgeninde mutlaka değerlendirilmelidir. Aynı din görüşü olarak uygulamada birbirinden zıddı ile karşılık bulan farklılıklar İslam dini olamaz. Özellikle 12 İmam, Hilafet makamı gibi konular çok yönlü ve mezhep ideolojisinden arınarak irdelenmeli ve eserler yazılmalı. Bu kitap benim için başlangıç anlamını taşıyor. Bu nedenle kitabın doyuruculuğu konusunda yorum yapmam çok doğru olmaz. Anlatımını biraz dağınık bulsam da Şia ve Şiilik konusunda giriş anlamında faydalanılabilinir.