Toplam yorum: 3.078.622
Bu ayki yorum: 5.500

E-Dergi

sanemcan07 Tarafından Yapılan Yorumlar

07.10.2005

GOETHE'nin,yayınlandıktan sonra Avrupa'da intihar salgınına neden olduğu söylenen,kimilerince yalanlanan,kimilerince sonu değiştirilip yeniden yeniden basılan mektup-roman türündeki eseri.

Werther,arkadaşına mektuplar yazmaktadır ve hayatı,duygusallığı,sanat görüşü,Tanrı kavramına ait düşüncelerini bu mektuplarda blirtmektedir.Bir gün Werther,Lotte'la tanışır ve hayatı o andan itibaren alt üst olur.Tabi bunlar hep mektuplar yoluyla arkadaşına anlatılır.Romanın tekniği de budur zaten.GOETHE anlatmaz; o mektuba yazar,siz de mektubu okursunuz.Belki de yazdığı arkadaşı da sizsinizdir...
07.10.2005

Bir yabancı gözüyle Türkiye bu kadar güzel anlatılamazdı. Yazar Türkiye'yi ve Türkiye tarihini bu ülkede yaşayan bir çok insandan daha iyi biliyor. Yorumları çok güzel ve ilginç. Bir türk yazarının kaleme alamıyacağı kelimeleri kullanmış kitabında. Kitapta değindiği konular çok hassas ve konuşulması sakıncalı konular.Bugüne kadar bunları konuşamıyorduk, birilerinin bunu kitaba dönüştürmesi gerçekten çok güzel. Şiddetle okumanızı tavsiye ederim.
07.10.2005

Hesse'nin okuduğum ilk kitabı budur. Sonra yazarın tutkunu oldum. Dilimize çevrilen tüm kitaplarının izini sürdüm. Siddartha, Bozkırkurdu ve diğerleri. Hesse, tıpkı Joyce gibi 'tüm'ü okunması gereken yazarlardan. Eğer kitaplarıyazılış ve yayınlanış tarihine göre bir sıra içerisinde okursanız, yazarın nasıl bir inşaat ustası, mimar, mühendis olduğunu anlarsınız. 68 kuşağını derinden sarsan ve peşinden sürükleyen yazar, bu kitabında farlılıklara rağmen kurulan bir ilişkinin, farklılıklar yüzünden nasıl sürdüğünü ve geliştiğini anlatır. Öteki ile ben arasındaki ayrımın anlamsızlığını ortaya koyar. Bozkırkurdunda yalnızlığın sancılarını aktarır ve öteki olmadan öznelliğin nasıl gelişeceğini, tüm sancılarına rağmen yalnızlığın gizemli çekiciliğini anlatır. Siddarta da ise; her şeyin ötesine geçer. Ben, sen ve onlar arasındaki ayrım ortadan kalmıştır. Hatalar ve zaaflarla dolu bir yaşamın sonunda, belki de bu hatalar ve zaafların katkısı ile bilgeliğe zanan insanın hikayesini anlatır. Diğer yapıtları da insanı ve insan ilişkilerini, başka bir yönden, yakadan izler. Söylemek istediği şudur: İnsan kendi doğasını izler ise; olumlu yönde gelişmeye açık bir varlıktır. Ancak bunun aksi de mümkün ve insan doğasına uygundur.
07.10.2005

Mükemmel bir çalışma. Nihayet bir psikiyatrist çıkıpta okuyucuyu bilimsel terimlere boğmadan, tıp öğrencisi olmadığı halde psikoloji ve psikiyatri'ye ilgi duyan okurların da anlayabileceği dilde bir kitap yazmış diye düşünmüştüm ilk okuduğumda. Fakat kitabın ilk basımının 1975 olduğunu okuduğumda (arka kapak tanıtım yazısını okuduğumda buna dikkat etmemiştim) yazanın değil okuyanın geç kaldığını anladım. İnsan psikolojisine ilgi duyan arkadaşlara şiddetle tavsiye ederim; fakat Engin Geçtan'ın tarif ettiği bazı bozuk ruh hali tiplerinin kimi özelliklerini kendinizde bulup, çok iyi sandığınız psikolojik durumunuzu tekrar gözden geçirmenize de neden olabilir.
07.10.2005

Nayman Ana Destanı'nı günümüze yansıyan yönleriyle tekrar tekrar okumak gerekiyor. Bu destanda Nayman Ana'nın oğlu ekseninde oluşturulan 'mankurt' adlı tiplemenin sosyoloji literatürüne girmiş olması bile eserin önemini anlatmağa yeterli.
Köklerinden uzaklaşmış her ruhsuz insanın kendinden bir şey bulacağı 'Mankurt' kavramı günümüzdeki 'genetik aslına ve ait olduğu toplumun ruh köklerine yabancılaşan tip'leri kodlayan bir içeriğe sahip... Hararetle tavsiye ederim; hem kitabı hem de gördüğünüz her yuppi'ye 'Mankurt' diye seslenmenizi; mutlaka dönüp aptal aptal size bakacaktır... Deneyin isterseniz...Ülkemizde de o kadar çok 'mankurtlaştırılmış' insan var ki; ve sayıları da o kadar hızla artıyor ki... İnanılmaz; Cengiz Aytmatov'un tüm eserleri bir yana bu romanı bir yana... O derece önemli anlayacağınız.