E-Dergi

Kötülerin yüceltildiği bir dünyada, fakir insanların ne söz söyleme, ne de insan gibi yaşama hakkı vardır. Şakir ve babası sadece Yusuf ile uğraşmaz; maddi durumu iyi olmayan bir kız ve annesinin dramı da yer alır hikayede. Babasının yardımlarıyla Şakir’in bu kıza tecavüz ettiği yetmezmiş gibi; onu kullanarak Yusuf’u da tuzağa düşürmek ister.

Yazara göre ölüm; kişinin ya da çevresindekilerin kötülüklerden arınmasını, kurtuluşunu sağlar. Muazzez’in iç sızlatan “Ağabey beni kaça sattınız” cümlesinden kısa bir süre sonra gelen Ali’nin ölümü; Şahinde’yi, Muazzez’i, Yusuf’u ve tabii okuru sevindirir içten içe. Salahattin Beyin ölümü; artık hayatta hiçbir gayesi kalmayan, kalp hastası bir adamın kurtuluşudur. Muazzez’in ölümü ise; Lüks düşkünü annesinin, Şakir ve ekibinin, parasızlığın da zorlamasıyla ortaya düşen bir kadının tüm kötülüklerden arınmasıdır.

19.yy Rusyasında belli bir zümrenin yaşadığı gibi rehavet içinde yaşayan Prens Nehylyudov, Bir zamanlar Katyuşa Moslava'yı kullanarak, sorumsuzca terketmiştir. Gençkız başına gelen bu olaydan sonra çok zor şartlarda yaşamış ve genelevde çalışmaya başlamıştır. Oysa bütün bunlardan Prens Nehylyudov'un haberi bile yoktur.Zaten onun gibi zenginlik ve lüks içinde yaşayan biri için bu üstünde durulacak bir konu değildir. Tesadüfen jüri olduğu davada karşısına sanık olarak Moslava çıkar. Artık büyük bir vicdan azabına sahiptir. Kendini ve ruhunu dirilişe geçirmek için, genç kadının peşindedir. Hayatına mal olduğu kadınla sibiryaya gider. kadına acıdığı için değil kendi vicdan azabından kurtulmak için..

Farklının mecburen kendini farkettirmek zorunda kalmasının hikayesidir.Melez bir ev köpeği olan Buck'ın bir kızak sürüsünün lideri oluşunu ve ölümden iyi kalpli bir insanın yardımıyla dönüşünü anlatır.LONDON'a göre ilkel yerliler Buck'ı kurtaran adamı öldürdüklerinde Buck yeni arayışlar içine girer ve en sonunda bir kurt sürüsünün lideri olup çıkıverir.Öcünü almayı elbette unutmaz.

Bu aralar çok moda olan 'içindeki potansiyeli farketmek' ve güçlüklerle mücadele etmek açısından yol gösterici ve akıcı hikayesiyle 2 saat içinde sıkılmadan okunabilinecek bir kitap...

Mungan'ın önceki kitaplarından aldığımız tadı, bulmak umuduyla büyük bir şevkle başlamıştım kitaba. Ama o kadar sıkıldım ki yarısında bıraktım. Büyük bir hayal kırıklığı bence. Gözlemler ve teşhisler her ne kadar doğru bile olsa, bunlar akıcı bir şekilde aktarılamamış. Baştan sona kendikendine konuşan bir kadın (erkek de olsa farketmez) insanı sıkıyor. Kitabın gerikalan kısmında neler olacağına dair bir merak uyandırmıyor.

Nora İtalyan Mario’ya aşık olup, bütün ailesi, arkadaşları ve İrlandayı bırakarak, Sicilya adasına Mario’nun peşinden gitmiştir. Oysa Mario ona evlenemiyeceklerini, geleneklerine göre İtalyan bir kızla hatta şimdiden seçilmiş olan kızla evlenmesi gerektiğini söylemiştir. Mario evlenir çocukları olur. Ama Nora onun evinin karşısında 26 yıl sabırla sevgilisinin ona geleceği geceleri bekliyerek geçirir. Mario trafik kazasında ölür. Sicilyada kalmaya kararlıdır ama hem Mario’nun ailesi hemde çevresi gitmesi gerektiğini söyler. Gidicek yeri yoktur ailesi onu çoktandır terk etmiştir. İrlandaya döner ama ailesine değil. Kendine kalacak oda ve İtalyanca öğretmenliği işini bulur. Bu gece okuludur. Büyüklere ders verir. Sonuçları muhteşemdir.. Maeve Binchy akıcı, insanı sıkmayan bir yalınlıkla yazmış kitabını.. Krakter tasvirleri etkileyici.. Kitabın adını okuyunca tamamen bir aşk romanı sanmayın, çok farklı karakter ve kültürdeki insanlar ince ince aktarılmış.. Mutlaka okunmalı. Tavsiye ederim.