Toplam yorum: 3.081.289
Bu ayki yorum: 967

E-Dergi

karaademm Tarafından Yapılan Yorumlar

06.05.2020

Olma Sanatı’ başlığıyla giriş yapıp neleri anlatmak istediğini yazan Erich Fromm, kitabını 6 bölümde sonlandırıyor.

Özellikle ‘olmak’, ‘sahip olmak’, ‘sahibi olmak’, ‘öz-farkındalık’ ve ‘oto-analiz’ kavramlarına değiniyor.

Ve eserinin ‘kişisel gelişim’ ürünleri arasında değerlendirilmesinden korktuğunu şu şekilde dile getiriyor:

“İnsani gelişim”, “gelişme potansiyeli”, “kendini gerçekleştirme”, “düşünmeye karşı deneyimleme”, “şimdi ve burada”, ve benzeri pek çok ifade çok sayıda yazar ve grup tarafından ucuzlatılmış reklam sloganı haline bile getirilmiştir.

Bu durumda okurun benim dile getirdiğim bazı düşünceleri, sırf bazı sözcükler ortak diye benimkinin zıddı anlam taşıyan başka düşüncelerle ilişkilendirilmesinden endişe duymakta haklı değil miyim?

Onu okuyor olmak bazen zor bir hal alsa da sabırlı olup size katacaklarının tadını çıkarmalısınız. Buyurun.
05.05.2020

“Sözler değil. Eylem. Artık yazmayacağım.”

Yaşama Uğraşı adlı günlüğünün son cümleleri yukarıdakilerdi. Ve bunları yazdıktan 9 gün sonra bir otel odasında yaşamına son verdi Pavese.

Yalnızlık ve hüzün kavramlarını her andığımızda o akla gelen ilk isimlerden galiba. Tezer Özlü okurları da onu çok çok iyi tanıyor zaten.

1947 tarihli eseri, Yoldaş. Roman, ‘işsiz, eğitimsiz, tek yeteneği gitar çalmak’ olan Pablo çevresinde şekilleniyor.

Onun İtalya’nın taşra bir kentinden merkeze gelişi sonrası gelişiyor olaylar. Öncesinde tanımış olduğu ve sonradan tanışacağı arkadaşları ile akıcı bir hal alıyor.

Mussolini’nin ‘faşist’ uygulamalarından rahatsız olan bir grup gencin ‘okuma, bildirme ve eylem’ mesajlı adımları var burada.

Pablo, Linda, Guiseppe, Gina, Scarpa ve diğerleri.

Yeni güne dair umutlarını kaybedip yaşamına kendi elleriyle son veren bir yazardan ‘umuda dair’ bir roman.
05.05.2020

El yazmalarını okuyup derleyenlerin farkettiği en büyük farklılık Pessoa’nın neredeyse her yazdığı eser için ‘ayrı bir kimlik ve isim’ yaratmış olduğuydu.

İlkel doğa şiirleri yazan bir şair, pagan bir hekim, Yunan şairi ve dahası.

Pessoa’nın şaheseri diyebiliriz sanırım. 1913 yılında başladığı yazım süreci vefat edeceği 1935 yılına kadar uzanıyor.

Bir günce olarak da okuyabilirsiniz; eserinin girişine yazdığı gibi ‘olaysız bir özyaşamöyküsü’ olarak da.

Çürümenin Kitabı ve Böyle Söyledi Zerdüşt sonrası aynı hissi yaşatan ender kitaplardan olduğunu düşünüyorum naçizane.

Tarihe, edebiyata, sanata, insana, insan ruhuna, yalnızlığa, kimsesizliğe, duyarsızlığa hadsizliğe. Hepsine değinecek Pessoa.

Ve seslenecek bizlere:

“Ama sözlerimin karşısında titreyen tek bir ruh var mı? Beni duyabilecek tek bir varlık var mı, benden başka?”

Duymak ister misiniz?
Buyurun.
30.04.2020

Cunningham 1952 doğumlu Amerikalı bir yazar, öğretim görevlisi. Eserini 1998 yılında kaleme alıyor ve 1999 yılında Pulitzer ödülünü kazandırıyor ona #k:126183.

Eserinde üç ayrı zaman diliminde, üç ayrı kadın mevcut.

Clarissa Vaughan. Newyork. 21. yy sonları.

Virginia Woolf. Evet yazar olan. Londra. 1923.

Laura Brown. Los Angeles. 1949.

Ortak özellikleri yaşama bir türlü ‘tutunamıyor’ olmaları. Eser kapağında yazdığı gibi ‘muallakta’ kalmış bir yaşam onlarınki.

Yazar, bölüm bölüm ilerliyor. Anlatısını sürekli yukarıdaki isimleri değiştirerek gerçekleştiriyor ve Clarissa üzerine yüklediği kurgusunu Virginia Woolf ve bilindik eseri #k:119065 üzerinden yürütüyor.

Yaşam, ölüm, umut, intihar. Çok şey var burada.

Saatler ilerledikçe hayata tutunmakta zorluk çeken üç kadın var gözlerinize bakacak olan.

Etkileyici kurgusuyla şans vermelisiniz.
30.04.2020

Onun eserlerini bir bir okurken ciddi manada özgün bir kalem ve hayat olduğunu bir kez daha anlıyorum.

Edebi ürünlerde ‘argo ve cinsellik’ takıntısı olan varsa ne kendini ne de Bukowski’yi yorsun. Kitabın kapağını veya bu incelemeyi kapatıp köşesine çekilsin. Biz sevenleriyle devam edelim.

Sanırım onu en iyi yine kendi cümleleri ifade ediyor:

“ Beni tanıyan herkesin size söyleyeceği gibi, makbul biri değilim. Ümitsiz adamları severim, dişleri kırık, usları kırık, yolları kırık adamları.

Azizlerden çok sapkınlar ilgilendiriyor beni. Serserilerin yanında rahatımdır, çünkü ben de serseriyim.

Kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, kural sevmem. Toplumun beni şekillendirmesinden hoşlanmam. “

1972 tarihli Bukowski eseri. Birçok yazar da olduğu gibi Bukowski de yaşamından damıtıyor yazdıklarını.

Bu kitapta 18 hikaye-anlatı bulacaksınız. Çokça alkol. Çokça kadın. Çokça argo. Ve tabiki edebiyat.

Dile getirilmekten korkulan ‘ötekileri’ yazıyor Bukowski