Yüzüklerin Efendisi, fantastik edebiyat türünün ilk örneği olmakla birlikte, ilginçtir ki en iyi örneği olmayı sürdürmektedir. Yüzüklerin Efendisini okuyup, fantastik edebiyat türüne ilgi duyanlar, hemen aynı tadı alabilecekleri başka eserlerin arayışına düşerler. Bu arayış sırasında, farklı tatlarda, asla Yüzüklerin Efendisinden alınan o muhteşem doyumu sağlamayan, ama kendi çizgilerini çizebilen bir takım örnekler bulabilirler. Fakat bunların yanısıra, çok ünlü Ejderha Mızrağı serisi gibi, aslında Yüzüklerin Efendisinin başarısız bir taklidi olmaktan öteye gidemeyen eserler maalesef çoğunluktadır.
Yüzüklerin Efendisi üçlemesi, destansı bir fantastik romandır. Serinin bu ilk kitabında okuyucu önce Orta Dünya ve o dünyanın ırkları ile tanıştırılır. Ve tadına doyulmaz yolculuk çok geçmeden başlar. Yazar, haritasından betimlemelerine kadar bütün detayları ile yarattığı eşsiz dünyanın içine okuyucusunu da alır. Bu ilk bölümde, yolculuk henüz umutsuz döneme girmemiştir. Olaylar başlamış olmakla birlikte, imkansızın çaresizliği kabus gibi çökmemiştir.
Yüzüklerin Efendisini okumamış olanlar, siz çok şanslısınız. Çünkü biz okumuş olanlar, defalarca tekrar okuduktan sonra artık ezberlediğimiz için bir tekrardan yine aynı zevki alamıyoruz. Sizin ise önünüzde yaşayacağınız muhteşem bir deneyim var.