İlimdışı unsurlar, bu kitapta tarihin içine doğal bir şekilde yerleştirilmiş. İlk sayfalarda fazlaca yer alan denizcilik terimleri beni kitabın devamı konusunda şüpheye düşürmüştü. Fakat ilerlemeye devam ettikçe belki de daha önce duymadığım kelimelere alışmaya başladım.
1900lü yılların başında geçen hikaye, tahtelbahir gemisinde yaşanan birkaç tuhaf saati konu alıyor. Başlarda bunun sıradan bir denizcilik romanı olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak sayfaları çevirdikçe artan gerilim okumaya devam etmenizi sağlıyor. Neticeyi size merak ettiriyor. Bir gerilim filmini aklımda izlemiş gibiyim.
Puslu Kıtalar Atlası ile tanımıştım Sayın Anar'ı. T1AMAT, onun biraz altında kalıyor gibi aslında. Ama okunur mu? Elbette!
Bazı sayfalar mors alfabesi nedeniyle anlamsız harflerle dolu. Olmasa da olurmuş sanki. Akışı kesmediği için(okuyormuş gibi yapıp geçiliyor, çünkü başka çaresi yok) sorun olmayabilir ama o sayfaların varlığını sorgulyorsunuz bir yerde.
Bu kitaba bir şans verin. İyi okumalar.