Efrasiyab'ın Hikayeleri Hakkındaki Yorumlar

İhsan Oktay olmadan modern Türk edebiyatı düşünülemez

Hikayeler yazarın tarzıyla anlatılınca bu hali alıyor demekki. Çok ilginç bir kitap.Ben beğendim.

Her kitap insanı başka başka yerlere götürür ama İhsan Oktay'ın yapıtları çok daha başka yerlere götürür.

Hikayelerin çevreleniş olduğu çok güzel bir eser. Tadı damağımda kalıyor her kitabında. Ama daha çok eseri olmasını çokkk isterdim ihsan oktay anar ın.

Okurken sürüklüyor..

Okunması gereken güzel bir kitap... Yazarın diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum.

kesinlikle keyifle okunabilecek,arada çayınızı yudumladığınızın farkına bile varmayacağınız su gibi bir eser.

Puslu kıtalar atlasından sonra bu hiç sarmadı.

Çok sevdiğim arkadaşım vesilesi ile tanıştığım İhsan Oktay Anar kitaplarından .Severek okudum ,kitaplığıma ekledim tavsiye ederim :)

ölüm'ün, isyankarın peşinde, itaatkar ile birlikte yaptığı yolculuğu anlatan ihsan oktay anar kitabıdır. ince düşünülmüş, peşinden sürükleyen, hayrete düşüren, müthiş güldürebilen çağdaş edebiyat örneğidir.

CEZZAR DEDEYLE ÖLÜMÜN GEZDİĞİ MAHALLE ADLARINI HER HİKÂYENİN ARDINDA YATAN TASAVVUF MESAJINI İLKİN ÇÖZEMEDİM.SONRA MAHALLE ADLARI DİKKATİMİ ÇEKİNCE BAŞA DÖNÜP BİR DAHA OKUDUM.YEDİNCİ GÜN VE GALİZ KAHRAMANLA BOY ÖLÇÜŞEMEYECEK BİR KEYİF VERDİ KİTAP.

çok sevdiğim bir yazar olan İhsan Oktay Anar'ın hikayelerine de bayıldım. hikayelerdeki absürdlük öyle ciddi boyutlara ulaşıyor ki sesli gülmelere yol açabiliyor..okuyun hatırladıkça güleceksiniz..

Öyle bir eser ki okurken hikayelerin ilginçliğinden olduğu kadar anlatış şeklinden de çok keyif aldım. Küçük noktalarıyla sürekli bir gülümsemeyle okunan bir kitap. Ben okurken düşünmemin yanında çok da eğlendim.

" sen yakasina yapi$tigin her insani korkak mi saniyorsun ? yoksa olumsuz oldugun icin korkusuzlugun sana mi mahsus oldugunu du$unuyorsun ? benim dunyada tattigim en buyuk lezzet, hayat degil, insanlik ! her zaman oldugu gibi, $imdi de ya$iyor olmanin degil, insan olmanin zevkini cikariyorum . anlattigim her hikaye icin bana bir saat sure verdigin icin sana mute$ekkirim . fakat $unu iyi bil : ben bu sureyi ya$amak yerine, hikaye anlatmak icin kullaniyorum ."

Yazarın bütün kitaplarını okudum. Hepsi birbirinden güzel ama bir sıralama yapmak gerekirse "1- Suskunlar 2- Puslu Kıtalar Atlası 3- Efrasiyab'ın Hikayeleri" şeklinde olur.

Bir solukta okudugum ve okurken keyif aldigim, zaman zaman guldugum kitaplardan birisidir. Kalemine saglik hocam.

Felsefeci olmasindan kaynakli sanirim nasil bir hayal dünyasi var bu yazarin şasirtici doğrusu. İslami hikayelere alttan alttan nasil da yogurmus masallah. Suskunlar ve Amat kitabini okudum ama favorim budur. Sevilir.

Ihsan Oktay, felsefe, din, sosyoloji ve psikolojiyi tarihle yoğurarak yine harikulade bir eser sunmuştur okuyucularına.

okumadan önce araştırma yaparak kitabın sırlarına ulaşmalısız böylece çok farklı bir yorumla okuyacaksınız...

Efrâsiyab'ın Hikayeleri, Anar'ın zevkle okunacak bir başka romanı. Bunu sağlayacak pek çok sebep var bu kitapta. Her şeyden önce yazaın kullandığı ilgi çekici arkaik dil, çerçeve öykü tekniği ve sürükleyiciliği okuru kendine bağlıyor. Bin Bir Gece ve Bin Bir Gündüz masalalrında görülen hikaye içinde hikaye anlatma tekniği bu eserde romanın bütünselliğini oluşturmak için kullanılmış. Hem de son derece başarılı bir şekilde. Bu anlamda her öykü hem ayrı ayrı hem de roman bütünselliği içnde okunabiliyor ki bu başarılı bir yapı sağlıyor. Sonuçta kitaba meraklı herkes bu kitabı görmeli...

Yazarın diğer kitaplarında da hakim olan ağdalı dille masalsı destansı anlatımını sürdürdüğü başka bir kitabı daha. Cezzar Dede ve Ölüm arasındaki diyaloglar ve ölümün biz insan gibi bir sürü zaafının olması gibi acayiplikleri barındırsa da içindeki hikaylerle sonuna kadar okuyucuyu yanında taşıyabiliyor ama ne diyim sondaki clark kent gülerek benzetmesidir süpermen hikayesi gibi detaylar başlangıçta biraz komik gibi gelse de daha sonra düşününce yazar basite kaçmış sadece bu hikayeyi birde bu dille anlatsak nasıl olurdu gibi bir oyun oynamış gibi düşünmeden de edemedim.

Puslu Kıtalar Atlasından sonra, bu kitabı bir miktar daha az sevdim. "Bir miktar daha az" olmasına rağmen tabi yine de gece üçlere kadar okudum, sabahları zor uyandım. Yine çok güzel bir kitap ancak kurguda anlatılan hikayeler ve bulunan karakterler bir süre sonra birbirine girdi. Dede ile ölümün hikayeleri sondan başa giderken, yürüdükleri yol boyunca karşılaştıkları karakterler de tam tersi yönde bir olay akışına sahipti. Ancak hikayeler ve karakterler çok fazlalaşınca kimin kim olduğunu bağdaştırmakta zorlandım. Tabii bu benim algımla ilgili. Bunun dışında kitaptaki süpermen hikayesinin böylesine anadolulaştırılmasını çok beğendim. Modern zaman masalları..

bu yaz okuyup bitirdiğim güzel kitaplardan biriydi.ihsan oktay anar hayranı olmak için bu kitabı okumak yeterli.

İhsan Oktay Anar'ı yeni keşfetmenin üzüntüsü keşfetmenin de sevinci içindeyim. Gerçekten çok hoş ve ince detaylarla oluşturulmuş bir kurgu. gerek anlatılan hikaye konularının silsilesi, gerek geçen mahalle isimlerinin verdiği mesaj insanı kitabın içinde daha neler gizli diye yeniden okumaya teşvik ediyor. sadece hikaye diye bakmadan okunduğunda gerçekten çok hoş ve etkileyici bir kitap.

Kısa ve ilginç hikayeleri barındırıyor. Ergenler ve çocuklar okumasa iyi olur.

Ölümle Cezzar dede'nin akıl oyunları desek yeridir. Olağanüstü öğelerle süslenmiş bir uzun hikaye. Hikayelerden bağımsız olarak yaşanılan zaman da ilgi çekici. Eser birbirine paralel iki olayı bünyesinde barındırarak devam ediyor. Tavsiye ederim.

İlk önce cekici gelmeyen ama kitabı okudukca dede korkut hikayeleri gibi ilgi çekici hikayeler olması benı sevindirdi zaten kısa bir kitap ama fantastık sevenler icin gercekten türk üsülü güzel bir kitapç Ger.i ihsan oktayın bütün kitaplarını tavsiye ederim anlatımı o kadar iyidir ki böyle bir türk yazarımız oldugu için gercekten sanslıyız..

“Her insan ancak bilmediği şeyden korkar. Korkusunu yenmek için bilmek ister. Fakat bilmesi için araması gerekir. İşte, din de bu arayış değil midir? Bununla birlikte, eğer insan bir şeyi arıyorsa onu bulmuş ve ona kavuşmuş da değildir. Kavuşamadığı şeye erişmek için can atar. Eh! Bu da aşktır işte. Ne korku ne arayış ne de aşk bizi şaşırtıyor. Bu duygular gönlümüzde çoktan dinmiş fırtınalar gibi. Arayış bitince aranan şey artık bir kez bulunduğu için korku da aşk da biter. İşte, o zaman meşk başlar. Zaten cennet de budur. Ve gülümseyen herkes cennete bakıyor demektir.”

Kitaptaki en beğendiğim kısım.

oda arkadaşım okurken kaçamak kaçamak okurdum içinde güzel hikaye var.bu adamın hayal gücüne hayranım!!

Senaryosu için değil de, oyunculuğu için izlenen bir film gibi bu kitap. Hikayenin kendisinden ziyade, anlatılış tarzından ötürü mutlaka okunmalı. Öyle bizden, öyle tonton bir üslubu, öyle güçlü bir hayal gücü var ki yazarın, dedenizden dinlediğiniz( ya da hep dinlemek istediğiniz) masallara benzetmeniz kuvvetle muhtemel. Bu kitabın fonuna soba üstünde pişen kestane kokusu çok yakışır bence(Soba üstü kestane kokusu her şeyle güzel olur, o ayrı:)

kitap hikayelerden oluşuyor aslında ihsan bey işin içine birde kurgu katmış çok hoş olmuş.hikayelerden en beğendiğim ve insanlara anlatmaktan kendimi alamadığım Dünya Tarihini ayrıca okumanızı tavsiye ederim.

biraz hayal biraz gerçek, her kesin hayatında yeri olan eski zaman hikayeleri. Tavsiye ederim...

İ.O. Anar harikaaaaa. Ama ilk iki şaheserine (puslu kıtalar atlası ve Kitabül hiyel) yaklaşan bir kitap daha çıkaramadı.

herkes puslu kıtalar atlasını beğenir genelde ama ben bütün kitaplarını okuyan birisi olarak en çok bu kitabını beğenmiştim. belki de yazarın ilk okuduğum kitabı bu olduğu içindir. çok farklı bir üslubu var. okumak isteyen ama karar veremeyenlere tavsiye ederim. çok zevkli, güzel bir kitap.

hayal gücünü zorlayan hikayelerden oluşan sürükleyici bir Anar kitabı.okumanızı tavsiye ediyorum.

Torunlarını üzmemek için elinden geleni yapmaya çalışan Cezzar Dede ile Azrail'in arasında geçen hikaye anlatmak yarışı.Çok güzel bir eser.

Galiba ben İhsan Oktay'ın kurduğu dünyaya yabancı kaldım.Eserleri beni doyurmuyor ne yazık ki.Belki kendisi akademisyen olduğu için çok daha üst düzey eserler bekliyorum,ondan.Ne yazık ki beklediğimi göremedim :(

Kitabı tavsiye üzerine almıştım.. Çok da beğenerek okudum.. Gerçekten hayal gücünü çok iyi kullanmış yazar..

Efrasiyab’ın Hikayeleri: Ölüm (azrail) ile cezzar dede’nin bir birlerine karşılıklı olarak anlattıkları hikaylerden oluşur ve hikayeler Uzun İhsan yakalanmaya çalışılırken anlatırlır. Daha önceki romanlarda yer alan Uzun İhsan efendi bu romanda da yan karakter olarak ama Uzun İhsan adıyla yer alır.

Puslu Kıtalar Atlası’nı ve Kitab-ül Hiyel’i okumuş olanların tatmin olmayacakları bir eser. Ama İhsan Oktay Anar okumaya kesinlikle devam edeceğim, çünkü üslubu çok güzel.

Her ne kadar kitap Efrasiyabın Hikayeleri adını taşısa da daha çok masalsı bir tadı var anlatılanların. Hayal gücünün sınırlarında dolaşan yazar okuyucusunu da bu yolculuğa davet ediyor adeta. Ölüm ve Cezzar dedenin birbirlerine anlatıkları ilginç, çok iyi kurgulanmış, olağandışı hikayelerini okurken İhsan Oktay Anar'ın kalemine bir kez daha hayran kalıyorsunuz.

Bütün kitaplarını okumuş biri olarak rahatça tavsiye edebileceğim güzel bir eser...

İhsan Oktay okuyunca hiç yoktan yeni bir şeyler kazanıyorsun. Bu yeni bir bilgi yada yeni bir kelime olabilir. Bu kitapta da bunu bolca bulabileceksiniz.

Roman, canını almaya gelen Ölüm’ün teklifi üzerine Cezzar Dede ile Ölüm tarafından sırasıyla anlatılan hikâyelerden oluşmuş. Cezzar Dede anlattığı her hikâye için bir saat fazla yaşamaya hak kazanmaktadır. Romanın kurgusu ve anlatım tarzı ilgi çekici nitelikte, ancak hac yolculuğuna çıkan imam ve yanındakilerin Buda ve Budizm’e ulaşması, diğer hikâyelerde görülen dini terim ve kavramlarla alay eder bir üslup sergilenmesi romanı okunmaz hale getiriyor.

Yazarın diğer kitaplarını da okumuş biri olarak vasat bulduğum iki kitabından biri de bu (diğeri kitab-ül hiyel) diğer kitaplardaki felsefi yaklaşım,ilginç çıkarımlar bunlarda pek hissedilmiyor maalesef...

Kitap; Ölüm ile ölümlü arasında (cezzar dede); Her hikayenin 1 saat hayat hakkı kazandığırdığı bir hikaye oyunu. Kitabın adından da anlaşılacağı gibi kitapta çeşitli hikayeler var.

Kitabı beğenmedim. Zevk almadım. Hikayeler basit. Hikayeyle verilmek istenen mesaj arasındaki bağlantılar zayıf. Etkisiz bir anlatım olmuş. Hikayelerin etkisini artırmak için olağanüstülükler ve hayal ürünü, efsanevi varlık ve olaylar kullanılmış. Ama olmamış. Neyse Yazarın başka kitaplarına bakmanızı tavsiye ederim.

İhsan Oktay Anar'ın suskunlar ve Puslu KItalar Atlası'nı okumuştum.
beğenerek okumuş ve ilginç bulmuştum.
alışkın olmadığım bir kurgu ve üslubu vardı ancak bu kitabı diğer kitaplarından çok farklı, çok basit.
ben hayal kırıklığına uğradım ve tavsiye etmiyorum....

İhsan Oktay Anar, yazı üslubüyle her zaman kendisine hayran bırakıyor. Nasıl bir bilgi dağarcığına sahip olmak gerek ki böyle romanlar yazılabilsin. Sabırsızlıkla yenilerini bekliyorum.

Büyülü bir masaldı, içinden çıkmam birkaç gün sürdü...

efrasiyap karakteri "puslu kıtalar atlası" kitabında geçen bir kahraman, yazar bu iki eserde böyle bir kurgu kurmuş bu kitapta en az puslu kıtalar atlası kadar sürükleyici. tavsiye ederim.