Ağlattın yine İskender Çelebi. "Denizler Boyunca Bir Aşk" ile sürükledin beni ta Japon denizlerine. Ertuğrul'un içinde bir köşede yapayalnız bıraktın beni. Tuzlu sulara açılmışken ciğerimin kapakları, İstanbul'dan Anavatan Osmanlı toprağından bir damla gözyaşı ile suladım nefeslerimi. Japon denizlerinin tuzlu suları değil de keşke Boğaziçi'nin yanıksı suları boğsaydı beni. Şimdi İskender Çelebi, senin sözlerinde kendi gözyaşlarımla boğuyorum kendimi:
"Bugün, İstanbul'a, Sarayburnu'na ayaz bir günde Ertuğrul'un yolunu bekleyen kadınların, ellerini gözlerine siper ederek ufuklara bakışını tasvir eden bir heykelden ziyade hangi heykel yakışabilir ki?"
Gönlünün güzüne sağlık İskender Pala. Yüreciğin dert görmesin.