Bir esir kızın hazin öyküsünü anlatan bu kitap, Türk edebiyatının unutulmaz eserlerinden biridir. "köleliğe, insan ticaretine başkaldıran, insan haklarını özgürlüğü savunan dramatik bir aşkın edebiyatımızdaki ilk eseri" şeklinde de adlandırabileceğimiz bu eser gerçekten okunası bir kitaptır.
Samipaşazade Sezai, Sergüzeşt'in önsözüne şöyle başlar: "1305(1888) yılında sergüzeştin yayımlanışını olağanüstü güzel bir biçimde karşılayanlar, o zamandan geleceği aydınlatmaya başlamış gençlerdi. Senin kadar veya senden genç olan, hem o aydın, hem aydınların, daima yürüyen o düşünce yolcularının öncüsü olarak Sergüzeşt, her gün daha çok yayılıyor ve buna karşın sen her gün daha çok gizleniyordun. Kültür dünyasından gördüğün bu anlayışa karşı hiç olmazsa beş on kitabı Sergüzeşt'i takip edecekti. Sergüzeşt bir vaatti. Vaadini niçin tutmadın?"
Edebiyata makale, sohbet yazıları ve oyunlar yazarak adım atan Sezai Bey, asıl ününü tek romanı sergüzeşt ve kısa hikâyelerle sağladı.