E-Dergi

Ders kitabı olarak da okutulan bu kitap Türkiye'nin geçirmiş olduğu tüm dönüşümleri, inişleri, çıkışları, krizleri, atılımları sosyalist bir açıdan ele almış.
Bir kere dönemlere ayırmada kullanılan kıstaslar açısından çok önemli bir tespit yapılmış. Bir çok ekonomik dönemlendirme görmüştüm ama bu kitaptakiler tamamen iktisadi ölçülere dayanıyor. Diğer dönemlendirmelerde daha çok siyasi konjonktür göz önüne alınıyor.
Kitap bazen iktisadi terimlerden dolayı sürükleyiciliğini kaybediyor ama ana tema her zaman anlaşılabilir.
1908 devrimi ve 1923 Milli Mücadele dönemindeki değerlendirmelerine kısmen katılıyorum.
El altında her zaman bulundurulması gereken ve değerlendirilmeye değer bir kitap.

Gercekten Turk dunyasinin en buyuk kahramanlarindan birisi de Osman Baturdur. Maalesef Osman Batur Turkiyede pek fazla bilinmemektedir. Dogu Turkistan in Milli Mucadelesinde kahramanca mucadele etmis ve Dou Turkistanlilarin insanca bir yasama sahip olmasi icin her seyini feda etmistir. Turkiyede pek fazla taninmasa arastirmalarda yabancilar tarafindan buyuk bir ilgi gormustur onu kabul etmek lazim.
Bu kitapta yazilanlar ikinci agizdan kaleme alinmis. Milli Mucadele doneminde Osman Batur ile hareket eden Nurgocay Bahadir Gulcin Candarlioglu hocaya sohbetleri sirasinda olaylari anlatmis. Nurgocay Batur da Turkiyeye o donemde gelenler arasinda yer aliyor.
Eser surukleyici degil. Surekli askeri harekatlar anlatilmis. Basi ve sonu ilgi cekici.
Osman Batur sonunda idam ediliyor ve bir buyuk mucadele adami daha bu dunyadan ayriliyor. Umarim arastirmacilar gereken onemi verir ve bu yonde calisan kisiler artar. Edebi bakimdan romanlastirilabilir bir kisilik.
Sn. Candarlioglunun hocalari arasinda Bahaeddin Ogel, Ibrahim Kafesoglu,Zeki Velidi Togan yer aliyor ve Cince Japonca Rusca gibi dilleri biliyor. Kendi alaninda cok onemli bir akademisyen.

Dip dalgasinin yaratilmasinda oncu kisilik olan rahmetli Attila Ilhan in bu yondeki caba;larina destek veren herkese tesekkur etmek gerekir. Hic yoktan Turk aydinlarinin ortak bir paydada bulusabilecegini gostermesi acisindan onemli bir calisma.
Ortak hareket noktasi Ataturk un Kurtulus Savasi sirasinda her gorusten ve dusunceden kisiyi etrafinda toplayabilmesidir. Ancak ne yazik ki patrimonyal devsirme aydin sorunu ile karsi karsiyayiz. Bati ya karsi inadina teslimiyet ve sermaye cevreleriyle yakin iliskiler. Ozellikle mevcut iktidar zamaninda gozlenenler inanilmaz. Dis cevrelerle olan bagimlilik iliskilerini de ekledigimizde icinden cikilmaz bir durumla karsilasiliyor. Bir gazeteciden makas aliniyor vs. gibi orneklerle dolu bir ulke burasi.
Bunlari soylememdeki amac bu kitapta bir araya gelen kisilerin ortak noktasinin tam bagimsizlikci ve anti emperyalist bir durus sergilemesidir. burada islamcilar sermaye cevrelerine ve teslimiyetci zihniyete tamamen entegre olmus durumdalar. onun icin bu ittifakta islamcilarin yer alamayacagini dusunuyorum. bir kere konumlarini kaybetmek istemeyeceklerdir. cunku boyle olursa bircok seyden mahrum kalacaklar. ornegin basbakanin ucagina binemeyecekler.
Arslan Bulut a gore Soguk Savas doneminin duygusal yuklerinden kurtulmak gerekiyor ama bu oyle kolay yapilacak bir is degil. Bu basarilabilirse bir cikis noktasi bulunabilir.
Bazi yazarlar diyalogdan yana tavir gelistirememisler yalniz. Knedi dusuncelerini dayatma cabasi icinde olmuslar. Getirebilcegim tek elestiri bu fakat buralara takilirsak donup dolasip ayni yere gelecegiz.

Ortada bir Kürtçülük sorunu olduğundan hareket ederek yola çıkan Özdağ, etnik bir sorunun olmadığını ancak siyasi bir Kürt sorunu olduğunu söylüyor. İlk başta ben de arada kalmıştım ancak dikkatli okunduğunda bu anlam çıkıyor. Ancak genelde sorunun niteliği olarak Kürtçülük ağır basıyor.
Sorun çok iyi analiz edilmiş. Türkiye'nin milletleşememesindeki nedenlerden birisi de Kürtçülüktür. Siyasi Türk kimliğinin reddedilerek Türiyelilik gibi kavramların öne sürülmesi ve anayasal çözüm olarak Kürt kimliğinin tanınması neler çözüm değildir sorusunun kapsamında yer alıyor.
En çok dikkat çekilen
-mağduriyet ve
-mazuriyet psikolojisinin varlığı. Bunun dışında sosyolojik tespitler son derece önemli.
Çözüm politikaları ise terörle mücadele etmesi gereken siyasal iradenin ne yapması gerektiğini açıklıyor. Her şey çok net bir şekilde ortaya koyulmuş. Kitapta ayrıntılara girilmeyerek gereksiz olarak şişirlmemiş.
Bu tür bilimsel içerikten kitapların çoğalması ve bunu uygulayacak olan siyasi iradenin iş başına gelmesi en büyük temennim. Mevcut şartlarda bu çözüm politikalarının uygulanması ütopik kaçar.

Çok güzel bir eser. Çocukluk dönemini, tutukluluk dönemini ve eğitim yıllarını çok güzel ve akıcı bir Türkçe ile dile getirmiş.
Çok samimi bir dille kaleme alınmış.
Kitabın ortaya çıkarılmasında katkısı geçenlere teşekkür ediyorum.