"Bunça bitig bitigme Kül Tigin atısı Yollug Tigin bitidim. Yigirmi kün olurup bu taşka bu tamka kop Yollug Tigin bitidim. Igar oglanıngızda taygununguzda yigdi igidürertiniz. Uça bardıgız. Tengride tirigdekiçe..."
"Bunca yazıyı yazan Kül Tigin'in yeğeni Yolluğ Tigin yazdım. Yirmi gün oturup bu taşa, bu duvara hep Yolluğ Tigin yazdım. Değerli oğlunuzdan, evladınızdan çok daha iyi beslerdiniz. Uçup gittiniz. Gökte hayattaki gibi..."
Orhun Abisdeleri, Türk Milletinin sadece nomatlık yapmadığının, sadece göçebe yaşamadığının, belli bir devlet düzeninin, aile yapısının, ve sosyal bir yaşam tarzının olduğunun kanıtıdır. Dahası, Türklerin tarihini, 7.yy'da başlatanlara verilmiş en güzel cevaptır. Orhun abideleri edebi bir dille yazılmıştır. Edebi bir dilin oluşabilmesi için yüzyıllar gerekmektedir. Öyleyse Türkler Milattan çok daha önce sağlam temeller üzerinde bir devlete, bir dile ve sosyal bir yaşama sahiptiler.
Muharrem Ergin'in hazırladığı bu kitap, yüzyıllar öncesinde yaşamış atalarımızın bize bir seslenişidir. Güncelliğini hala korumaktadır. Bize ilimizi, töremizi bozmamamız gerektiğini nasihat etmektedir. Keşke anaokulda başlatılan İngilizce dersi yerine biraz da atalarımızın sesine kulak verilerek bu tip dersler okutulsa...