E-Dergi

Azerbaycan, tarihiyle, diliyle, sosyal yaşamıyla Türkiye'ye en çok benzeyen Türk devletidir. "Azeri Edebiyatı Araştırmaları" sadece Azeri edebiyatını anlatmaktan ziyade; bir milletin teşekkülünü, tarihini, yaşam şartlarını, karşılaştığı zorlukları ve zirve şahsiyetlerini anlatan bir kitap.

Dil bakımından sadece bir ders kitabı ya da tarih kitabı değil. Kuru bir üslup yerine, gerektiği yerlerde konuşma havasına girilen ender bir kitap.

Artık anaokullarında bile İngilizce dersleri verilmeye başlanan bir devirde Türk Tarihine ve Çağdaş Türk dillerine meraklı ne kadar insan kaldı bilemiyorum; ama meraklı olan birileri kaldıysa bu kitabı okumalı.

"Ve rindler de ölür." Yahya Kemal bence Klasik Türk edebiyatının son temsilcisi ve aynı zamanda Milli Edebiyatın ilk temsilcisi. Bu kitap Ahmet Hamdi Tanpınar'ın ağzından bunu kanıtlamak için yazılmış.

Ahmet Hamdi Tanpınar kendine ait üslubuyla Kendi hocasını anlatmış. Şüphesiz sürekli aynı ortamı paylaşan bir kişinin onu anlatması, okuyucunun gözünde daha etkileyici olmasını sağlıyor. "Acaba" lar bir kenara bırakılıp kesinlikler değer kazanmış. Eserlerini yazarken ince eleyip sık dokuyan Tanpınar, bu eseri düzenleyemeden vefaat etmiş ve eser notlarının arasında bulunarak yayıma hazırlanmıştır. Bu bakımdan da büyük önem arzeder.

Türk Edebiyatının son rind'ini anlatan bu eser gelenek ile yeni olanın Yahya Kemal'in şahsında nasıl vücada geldiğini anlatıyor...

Yeni Türk Edebiyatı dersimin hocası Doç. Dr. Fazıl Gökçek, sınavda bu kitaptan sorumlu olduğumuzu söylediği zaman çok kızmıştım. 270 sayfa tek bir adamdan, Tevfik Fikret'ten bahsediyordu ve ben bunu okumak, anlamak zorundaydım. Açıkçası gözüm kesmemişti. Yanıldım...

Servet-i Fünun dönemini, Tevfik Fikret ve diğer dönem şahsiyetlerini bu eser beynime kazıdı. Merhum Mehmet Kaplan o kadar güzel bir dille anlatmış ki kendimi bir roman okuyor havasında hissettim.

Eser bence döneme ilgi duyan, Tevfik Fikret'e ilgi duyan herkesin okuması gereken başucu kitabı olmalı. Edebiyat dersi okuyan ve okutan herkese okuması zorunlu bir eser olmalı.

Kitabı okumadan önce "Ne ki bu Da Vinci Şifresi" deyip duruyordum. Şimdi bana soruyorlar. "Ne bu Da Vinci Şifresi" de durmadan bu kitaptan bahsediyosun diye. Daha önce okumadığım için pişman oldum.

Bilmem Kurtlar Vadisi'ni izlediniz mi! Eğer izlediyseniz kitaptan çok fazla alıntının yapıldığını göreceksiniz. Kripteksler, şifreler, çözülmeyi bekleyen düğümler... Macera düşkünüyseniz aradığınız her şeyi bu kitapta bulacaksınız, bundan eminim.

Şimdi sıraya koydum, Dan Brawn'ın diğer kitaplarını okuyacağım...

Halit Ziya edebiyatımızın en ünlü kalemlerinden birisi şüphesiz. Bunu "Bir Ölünün Defteri" ile de zaten kanıtlamış. Edebiyatımızın Batı etkisinde kaldığı dönemlerde yazılmış bir roman olmasına rağmen milli değerleri ağırlıklı gösteren bir roman.

İkinci bir nokta da Özgür Yayınları'nın romanı orijinal metinlerine sadık kalarak yayımlaması. Hem yazarın üslubunu yazdığı kelimerle kavrama şansımız artıyor hem de anlamını bilmediğimiz kelimeler için sözlük bulundurmak zorunda kalmıyoruz.

Halt Ziya'nın eserleri her gencin, özellikle ilk ve orta dereceli eğitim kurumlarında eğitim gören gençlerin okumaları gereken eserler. Çevremde gördüğüm herkese ve sesimi duyan herkese şiddetle tavsiye ederim.