Düşüş Hakkındaki Yorumlar

Yabancı 'yı da okumuş biri olarak bence Düşüş çok daha güzel bir kitap. Anlatımdaki soyut imgelem kitabı daha hoş ve sürükleyici kılıyor. Uzun uzun düşünmeye sevk ediyor. Sakin kafayla okunmalı.

Camus'un her kitabı okunmayı hak ediyor

daha çok deneme türüne yakın olan Camus'un şaheseri

Bu kitabı kurgusal bir roman olarak değil felsefi bir bakış açısı içinde hayatı insanları bir karakterin üzerinden anlatmak (hatta didiklemek) şeklinde düşünün ve ona göre alın. Camus kitapta size şehri gezdirme ironisi altında insanların kendi iç dünyasını açık seçik serip orada dolaştırıyor

Yabancı'dan sonra en çok tesirli Camus kitabı.

yazarin az kelimeyle cok dusunce aktardigi bur kitabi daha..

Sürükleyici değil ancak değişik bir tarzda yazılmış. Konusu itibariyle de okunası bir eser.

sevdiğim bir arkadaşımın hediyesi bana, felsefik bir kitap, sakin kafayla okunması gereken, cümle cümle sindirerek okunacak bir kitap.

yabancı kadar iyi olmasa da çok güzeldi

günümüz insanını en güzel şekilde özetlemiş;ihtiyaçların en iyi şekilde karşılanması. İnsanı insan yapan değerler konusunda ayna tutan bir klasik.

Dostoyevski'nin Yeraltından Notları'na benzettiğim kitaptır. Hoştur güzeldir ama Camus'yü tanımak için belki okunacak 1. kitap olmamalı.

"Dilsizliği sağır eder insanı " Albert Camus benimsediği bu düşünceyi kitaba marjinal bir üslupla aktarmış. Kitabın her köşe başında basitliği, kişiliksizliği ve fransanın çürümüşlüğünü size sezdirmekle kalmayıp gösteriyor. Yaşamak için değer verdiği duyular, başkaları için harcanabilir bir takım zevkler olması onun bu kitabında bu sinirini yansıtmak için bir neden olmuş. Bu kitabı alın ve hayata birde Albert Camus bakış açısıyla bakın. Birşey kaybetmeyeceksiniz, kesin olan tek şey çok şey kazanıcağınız.

Albert Camus'ün kolay okunabildiğini kimse söylemesin bana! Adamı alt ve üst olarak iki parçaya ayırır ve kişisel analiz yaptırır. Kitabın sonlarına doğru bir bakıyorsunuz ki, Clemence’nin düşüşü aslında sizin düşüşünüz. Alın, buradan buyurun işte! Okuyun!

Bu kitabı elimde uzun süre görenler "Hala onu mu okuyorsun ya?" gibi cümleler kuruyorlar. Genelde gülümseyerek evet diyorum. Çünkü kitap çok ağır ve içindeki cümlelerin hiçbiri "Bunu da anlamayı vereyim ya" diyebileceğiniz türden değil. Sanki o cümleyi anlamadan geçince ihanet etmiş gibi hissediyorsunuz.

Tabi her ne kadar kitabın bu denli ağır olmasında yazarın Camus olması varsa da çevirinin bir felaket olması da insanın anlamasını engelliyor. Bir cümleyi defalarca okumaya ve onun üzerine tüm dikkatinizi teksif ederek düşünmeye hazırsanız bu kitabı öneririm.

Yer yer kendimiz ile yüzleştiren. Bildiklerimizi sorgulatan bir Camus kitabı.

dünya edebiyatına yabancı'yı, veba'yı, sisifos söylemi'ni kazandıran camus yine çok etkileyici.

''(...) hele hele dostlarınız kendilerine karşı içten olmanızı istedikleri zaman onlara inanmayın. onlar sizin içtenlik vaadinizde bulacakları ek bir güvenceyi kendilerine sağlayarak onlar hakkında iyi fikrinizi sürdüreceğinizi umarlar yalnızca. içtelik nasıl dostluğun bir koşulu olur?''

Gerçeklerle yüzleşmek isteyenlere insanın Ta kendisi..

Yazarın Yabancı'dan sonra okuduğum ikinci kitabı. Çeviriden mi yoksa atmosferine alışamadığımdan mıdır bilmem ama Yabancı adlı romanından sonra bana yavan geldi.

romanın baş kahramanının izdüşümü ile kendinize bakmaya çalışarak okumanız gereken bir kitap. diğer kitapları kadar ön plana çıkmasa da albert camus'nün önemli bir kitabı. kütüphanenizde bulunmasında fayda var

kitapta iki kahraman var. biri camus (yada yarattığı kahraman) diğeri ise sizsiniz. kitabın akıcılığı yok, anlatılanlar ise fazla sıradan kalıyor. ben beğenmedim..

Çok iyi yazılmış: bazen başroldeki çocukla dalga geçiyordum kendi kendime, ve autobiografi diye düşünüp bunun Albert Camus olduğunu zannediyordum. Sonra bir bakıyordum, Albert Camus başroldeki çocukla dalga geçiyormuş meğer! Derin bir ironi var, sindire sindire okumak gerek.

Yeraltından Notlar adlı kitabın etkisiyle yazılmışa benziyor ama mükemmel bir eser. Camus bu eserle zirve yapmış. Tüm felsefe bu kitapta saklı diyebilirim.

A. Camus gene zihinleri ters köşe edip ablukaya alıyor.Nobel Edebiyat Ödül'ünü almış, hakkında pek çok methiyeler okuyabileceğiniz bir kitap.Kitabın ilerleyen sayfalarında başlayan clemence´ın itiraflarıyla yaptığı özleştirisi sonlara doğru toplumsal eleştiriye dönüşür. Roman karakterinin belirsizlikler karşısındaki düşüşü okuyucuya bulaşır. Bu kitap insanlığa eleştiridir. Herkes okumalı!

Varoluşçuluk için bir nevi konsantre ders kitabı niteliği taşıdığını söyleyebilirim Okudukça düşünürsüz düşündükçe bunalırsınız ve en sonunda sizin de kaçınılmaz düşüşünüz başlar

Bence kitap gayet iyi çevrilmiş ve A. Camus gene zihinleri ters köşe edip ablukaya alıyor. "Düşüş" adlı kitabın eleştirisinde olumsuz yaklaşan arkadaşlar belki bana kızar, öfkelenir ve klasik mantıkla içlerinden köpürüp küfür bile edebilirler. Lakin A. Camus okumalarına biraz ara verip Gırgır ya da Leman Dergisi´ni okumalarını tavsiye ediyorum. Belki o dergilerde eğlenceli bir şeyler bulurlar.

Sanki sizinle konuşuyormuş gibi hissediyorsunuz.Köprüden atlayıp intihar eden birine yardım etmediği için kendini suçluyor.Bu yüzden hayatında olumsuzluklar yaşıyor.Size bir manada günah çıkarıyor. Kitabın en son sayfasında tekrar kendini sorguluyor.Yine aynısı olsa ne yaparım?Cevap 'Su çok soğuk'Yani hiç bir şey değişmeyecek.Bence Camus un en çok okunması gereken kitabı bu olmalı.

Albert Camus'un diğer kitaplarını da okumama sebep olmuştur. Her sayfası size birşey öğretiyor,bencilliğimizle yüzyüze gelmemezi sağlıyor kesinlikle okuyun.

Kitabı okuyup anlamak ciddi anlamda zor. diğer arkadaşların da dediği gibi bu çeviriden kaynaklanıyor olabilir. Ancak biraz sabredip kitabı okuduğunuzda hiç pişman olmazsınız. Zira "Düşüş" favori kitaplarımdan oldu.

sayfa sayısının az olmasına karşın uzun sürede sürükleye sürükleye bitrdim bu kitabı.yer yer insanlığın içini okuyan cümleler barındırsa da sıkılmama engel olamadı yazarın yaptığı saptamalar belki de yabancı daki gibi bir performans beklemek yanlıştı..

Albert Camus, çok yalın bir dille duyguları ve davranışları analiz eden bir yazar, nitekim Düşüş kitabında da anlatım biçimi hem okuyucuyu sıkmıyor, hem de mesajı anlaşılır bir şekilde veriyor. Okunması gereken önemli kitaplardan birisi. Uzun süredir böyle akıcı dille yazılmış güzel bir kitap okumamıştım. Açıkçası daha uzun olmasını dilerdim.

kitap derin kelimelerden oluştuğundan yavaş okunmalı. muhteşem düşünceler içeriyor. bazen kitap ayracını koyup dakikalarca düşündüğüm oldu. bunu macera romanı gibi hızlı okuyup kelimelerin, düşüncelerin anlamlarını kaçırmayın.
j.b. clemence burada hayata dair, insanın kendine dair muhteşem itiraflar yapıyor. çok parlak görünen hayatların arkasındaki yatanı bize gösteriyor. bir insanın "düşüş"ünü bize gösteriyor..

'' Katı yürekli değil, tam tersine, yufka yürekliyimdir, gözyaşlarım kolayca akar. Ne var ki, atılışlarım hep kendime dönüktür, içlenmelerim kendimle ilgilidir. Aslında, hiç sevmemiş olduğum doğru değil. Yaşamımda hiç değilse bir büyük aşka tutulmuşumdur ki bunun konusu da hep ben olmuşumdur.'' A. Camus'tan harika bir eser dili değil, ama anlatıklarının doğruluğu sizi sıkıcak yine de bırakmak istemiyiceksiniz bişey sizi sarıp sayfalar arasına çekicek. İyi ki okudum dediğim bir eser.

yazarın bana göre en samimi ve en güzel kitabı.

sanırım en iyi çevirisi budur.

Bence camusun yabancı dan sonraki en iyi kitabı. İyi değil diyen yorumcuları anlamakta tereddüt ediyorum. Bir insanın kendisiyle yaptığı muhasebe ancak bu kadar güzel anlatılabilir.

Evet, bu kitap okunmamalı, anlamaya çalışmak lazım.
Kitabın ilerleyen sayfalarında başlayan clemence´ın itiraflarıyla yaptığı özleştirisi sonlara doğru toplumsal eleştiriye dönüşür. Roman karakterinin belirsizlikler karşısındaki düşüşü okuyucuya bulaşır.
Bu kitap insanlığa eleştiridir. Herkes okumalı!

Bir insanın iç dünyasının zayıflıklarını,bayağılıklarını derinlemesine anlatan Camus,dev bir şaheserle karşımızda.Cezayir doğumlu,İspanyol bir babanın oğlu olmasına rağmen Fransız annesine düşkünlüğü ile tanınır.Kişilerin ruh hallerinin anlatımı,ölümü ve hayatın anlamı konularını işlemedeki ustalığına rağmen hayatı boyunca hep hayalkırıklıkları ile anıldı.Hatta ölümü bile bir kaza mı bir intihar mı belli olamamıştır.Düşüş bir romandan çok uzun hikaye örgüsündedir.Camus varoluşculuk akımıyla anılır genellikle.Bu kitabında avukatımız (Celmence) kendini tanımak isteyen her insanın sorduğu soruyu: kimim ben? sorusunu soruyor.Eseri zevkle ve heyecanla okuyacağınıza inanıyorum.

Tolstoy'dan bir alıntı 'Yukarı tırmandığını sanırken tepetaklak yuvarlanan insan' aslında 3. bir kişiden bahsetmiyorum bizden bahsediyorum 'modern' insanın ne olduğunu özetleyen bir eser. Bu kadar kısa bu kadar dolu nadir kitap vardır. Çeviride biraz karmaşıklıklar var ama bence abartıldığı kadar değil, Camus gibi 'farklı olan' insanların eserlerini çevirmekte, çevirmenin biraz zorluk yaşamasının kabul edilebilir olduğunu düşünüyorum, Bence okunmalı

Bazı kitaplar her okunduğunda farklı bir anlam, farklı bir zevk verir ya...İşte Düşüş de böyle bir kitap.İlk okuduğunuzda kişinin kendi kendine konuşmasından ibaret olan sığ bir kitap gibi gelecek ama birisi size sorduğunda kitabın basit bir kitap olduğunu söylemeye diliniz varmayacak.Sonra ikinci kere,üçüncü kere okuyacaksınız ve her okuyuşunuzda farklı bir anlam çıkaracaksınız...Özellikle felsefik açıdan irdeleyerek okunduğunda başarılı bir eser olduğu daha iyi kavranacaktır...

Kendi içinde bu kadar tutarlı bir karakter yaratabilmek kolay bir şey değil. Okurken tam da olması gerektiği gibi ilerliyorsunuz karakterin iç dünyasında. Bu yönden "insan"la ilgilenen her kişinin etkileneceği bir kitap. Albert Camus'nün edebi dehasını her cümlede derinlemesine hissediyorsunuz. İçtenlikle tavsiye ederim.

camus mutlaka okunması gereken yazarlardan biridir. veba gibi bu kitap da insanın kendinden birşeyler bulabileceği mükemmel bir kitap.

Kitap, toplum içinde saygın bir yere sahip olan ve bunun nimetlerinden sonuna kadar faydalanan bir avukatın, aslında nasıl bir çürümüşlük içinde yaşadığını, vaka örnekleri de vererek itiraf ettiği bir monologdur. Hiçbir değer yargısı ve ahlak kriteri olmayan bu başarılı ve statü sahibi avukat (!) kendi bencilliğine o denli gömülmüştür ki, rastladığı bir intihar girişimini engellemeye çalışmak şöyle dursun, olaya başını çevirip bakmayacak kadar insani vasıflarla bağlarını koparmıştır. Yanından geçip gittiği kızın köprüden aşağıya düşüşü, nihayet ona içinde olduğu sefil düşkünlüğü farkettirecektir. Ama artık birşeyleri düzeltmek için çok geçtir.
Sayfa sayısı fazla değil fakat dikkatli ve ağır okunması gereken bir kitap.

15. sayfaya kadar sabrederseniz gerisi su gibi akıp gidecektir. Fazla söze gerek yok. Alın ve okuyun.

İnsanın tabiatı gereği taşıdığı birçok çiğliği, kendinin bile bihaber olduğu birçok zaafı, oldukça usta bir çıplaklıkla dile getiren mutlaka okunması gereken Albert Camus eseri...

Çok bunaltıcı bir durum analizi olarak bakılabilir kitabın anlattıklarına. Kitap bunaltıcı demek istemiyorum burada. Durum analizinden bahsediyorum. Kitap bunun ötesine de gitimiyor gibi. Yani bir alternatif önerme veya yargılama yapma benzeri bir durum yok.

Modern insanın hayat karşısındaki duruşuna ayna tutar Düşüş. Kitabın başında bir barda oturup kendi özeleştirisini yapan adam, kitabın sonuna gelindiğinde aslında tam da bizim resmimizi çizmiştir.
Camus yasa ve suç kavramları ile modern insanın yasalarla ilişkisini sorgular. İşlenen suç bize zarar verene kadar ona olan kayıtsızlığımızı anlatır ve ikiyüzlülüğü ne derece benimsemiş olduğumuzu...

Ve tüm bunların farkına vardığımız an gerçek düşüşü yaşadığımız andır. İkiyüzlülük üzerine kurduğumuz ve mükemmel sandığımız hayatımız biranda ayağımızın altından kayıp bizi boşluğa bırakıverir...

insanın tabiatı geriği taşıdığı birçok çiğliği, kendinin bile bihaber olduğu birçok zaafı, oldukça usta bir çıplaklıkla dile getiren albert camus eseri..
albert camus nun yazmasının hemen ardından nobel ödülü aldığı kitap. İçerik muhteşem...

Yazarın etkileyici bir diğer kitabı.Yabancı
adlı kitabından daha çarpıcı ve daha karmaşık.İnsan oğlunun menfaatleri,iki yüzlülüğünü çıkarları için yaşadığını çokfarklı bir biçimde anlatmış yazar.Çok iyi
bir avukat iken hastalanıp düştüğü durumu
yaşadığı hayatla harmanlayıp acizliğini gözler önüne seren bir adamın düşüşünü anlatmış yazar.Etkileyici bir kitap.