Satranç (Ciltsiz) Hakkındaki Yorumlar

açık ara hayatımda okuduğum en iyi kitap. kısa olmasına bakmayın, hayatınızı derinden etkileyecek.

Satranç akıcı,farklı ve de heyecanlı bir kitap.Yer yer siyasi mesajlarında olduğu satırlara rastlamak mümkün.Yalnız Zweig'ın ilk önce başka bir kitabıyla okumaya başlasaydım; yazarın dilini daha iyi anlardım diye düşünüyorum..Yine de tavsiye edebileceğim bir kitap.

Kitaptan zevk almak için satranç bilmeye gerek yok yani satranç oynamayı bilmeyenlerin de rahatlıkla okuyup anlayabilecekleri bir kitap Satranç. İki kişi arasında geçen satranç maçında rakiplerin iç dünyaları ve duyguları mükemmel anlatılmış. Ayrıca hücresinde tek başına satranç oynayan Dr. B'nin satranç aşkı insanda sürekli satranç oynama isteği uyandırıyor. İnce olduğu için bir solukta zevkle okunabilecek bir kitap.

Kitabı alacaktım ancak neden bu kadar pahalı onu merak ettim.

Satranç tutkum kitabı aldırdı. Ama satranca ayrılmış bir kitap değil. Ruhsal sorunları, gel-gitleri ele alan yazar, bazen kendinizi kitaba kaptırmaya yönelik paragrafları ustaca kurmuş.

yazarın okuduğum ilk kitabıydı. daha sonra diğer kitaplarını da okumaya başladım satranç müthiş bir kitap çok sürükleyiciydi etkilenmemek imkansız

bir solukta okuduğum bir kitap, inanılmaz bir gözlem gücü ve derinlemesine psikolojik tahliller, karakterler ete, kemiğe bürünüyor. Albert Camus'un yabancısını okuyan arkadaşlar, benzer bir keyf tattırıyor.

Gelmiş geçmiş en büyük biografi yazarı Stefan Zweig'in roman türündeki kitabı. Bir gemi yolculuğunda sıradan birinin Dünya satranç şampiyonuna meydan okumasını konu alıyor. Tüm kitap severlere şiddetle tavsiye ediyorum.

İki farklı insanın satranc ile ilginc öyküsü kitapta birleşiyor.Özellikle satranc ile ilgilenenlerin bir solukta bitireceği güzel bir kitap.

Çaresizliğin ne olduğunu, insanın ne kadar çaresiz kalabileceğini ve bu durumdan kendi kendine nasıl kurtulduğunu anlatan başarılı bir eser. Satranca merakımdan dolayı bir solukta okudum, satrancı hiç bilmeyenlerin çok az araştırma ile okuyabilecekleri bir kitap. En iyisi okurken bilmediğiniz yerleri not alıp araştırma yaparsanız daha sağlıklı olur.

muhteşem bir modern roman örneği. herşeyden önce kurgusu inanılmaz. karakterin satrancı nasıl öğrendiğine dair malumatların verildiği sayfalar, okurken inanılmaz bir haz ve şaşırtı katıyor insana. zira böylesi orjinal bir kurguya şapka çıkarmamak elde değil. zweig'ın bu en nitelikli eserini herkese tavsiye ederim, ilk kez şahmat olmaktan pişman olmayacaksınız..

Zweig'ı tanıdığım eser. Gerçekten başarılı. Psikolojik işkencenin en acı ve en öldürücü işkence şekli olduğu işlenmiş bu uzun öyküde. Ayrıca ölmeden önce yazdığı son öykü. Tavsiye ederim

Kitabın çevirisini çok başarılı buldum. Almak istiyorsanız bu yayınevinden almanızı tavsiye ederim. Okunması ve arşivde bulunması gereken kitaplardan biri. Ben satranç bilmediğim halde inanılmaz keyif aldım. İyi okumalar herkese

Çevirisi güzel , akcı bir hikaye. Sıkılmadan okuduğum gibi bitirdim.

Sayfa sayısı olarak az ama diğer açıdan çok uzun bir kitap. Ruhsal çözümleme kitabı sevenlerin okuması gereken bir kitap..

Küçük bir hikayeden ibaret. Yani kendi içinde ilginç yanları vardı ama öyle sanki bir arkadaşınıza rastlamışsınız da o gün gördüğü bir şeyi anlatıyor havasındaydı.

İnsan tahlilleri ve yazarlığı çok güçlü biri Stefan Zweig. İkinci Dünya Savaşı'nda belki de en derinden yaraları almış, romanlarının çoğunda insanlığın düştüğü bu durumdan duyduğu acıyı yansıtarak insanlığa veda ederken, en büyük hizmeti yapmıştır. Satranç'a ise romandan ziyade bir uzun öykü gözüyle bakmak mümkündür. Hitler'in askerleri tarafından aylarca insansız bir odada kapalı bırakılarak mahkum edilen bir adamın ruh bunalımlarını ve bu adamın bir satranç kitabı sayesinde adeta hayatının değişmesi üzerine olan bu kitap, farklı bir pencereden bakmanıza sebep olacak.

Stefan Zweig harkulade bir yazar.Bu kitabında da beni yanıltmadı.Kitapda iki satranç ustasından bahsediyor . biri satranç sayesinde hayata bağlanan ama daha sonrasında bu tutkusu kendisini esir alan bir mahkum diğeri ise aptal olduğundan emin olunan fakat satrançda gerçek bir dehaya dönüşen bir köy çocuğu.bu iki kişininde ortak paydası satrançla hayata tutunmaları işte bu yüzden yaptıkları her hamle böylesine hayati önem taşıyor onlar için. bu kitapda satranç bahane. asıl anlatılmak istenen bir insanın zamanla kendisini esir alan o karanlık tutkuları yüzünden ne hale gelebileceği.tüm ruhunla katıldığın herşey gibi satranç da seni bitirebilir...

Bir çırpıda okunabilecek küçük bir hikaye. Çeviri harika. Ama bence çok sıkıcı.
Kitabı alırken, satranç oyunu ve hamle stratejilerine oldukça yer verilir sanmıştım; oysa tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Satranç adına hiçbir notasyon yok. Kitabın kahramanı kim, o bile belli değil. Zaten 80 sayfa olan kitabın 50 sayfası, bir geminin güvertesindeki şezlongda, gerçek bir hapislik duygusu bile yaşayamamış bir burjuva eskisinin abartılı anlatımları ile tüketilmiş.
Hemen bitirdim ama hiç sevmedim...

insanın içinde hırsı uyandıran satrancın inceliklerini anlatan çarpıcı bi kitap ayrıca yazarın kendisinin yaşadıklarıyla bağdaştırması çok hoş

Hayatında birisi ile hiç satranç oynamamış bir avukatın kitaplardan öğrendikleri ile dünya şampiyonunu yenişi.Sayfasayısı az olmasına rağmen insanı etkilemeyi başarabilen bir kitap. ve çok sürükleyici

bence kasnlikle bir başyapıt ve iyi bir edebiyat heveslisinin kesinlikle okuması gereken bir kitap. bir oyunun insan hayatında ne kadar önemli olabileceğini, ruh dünyasında yaratabileceği buhranları, tutkuyu harika cümlelerle betimlemiş..

Kitabı 1 gün içinde bitirdim. Tahmin edersiniz ki bu ne kadar sürükleyici olduğunu gösteriyor. Özellikle kitapta bazı bölümlerde geçmişe dönüp farklı sahneleri göstermesi çok güzel. Satrançla ilgilenen herkezin okumasını tavsiye ederim.

Kitabı 4 gün önce bitirdim (Elinize aldığınızda bi bakmışsınız bitmiş). Başlarda Dr.B nin zekasına hayran oldum. Ama okudukça zekası tehlikeli hale geldi.Kitap başlangıcında sanki Czentovic in hayatını anlatacak gibi. Tam onu müthiş beyin olarak nitelendiriyorsunuz, ama okudukça daha müthişiyle karşılaşıyorsunuz.Dr. B . Onun gibi olmanın nasıl bir şey olduğunu anlıyorsunuz. Ruh halindeki gelgitleri, zekasının büyüklüğünü bi okadarda ondan korkmasını ve Gestapo nun kurnaz işkence tekniğini okuyacaksınız.

newyork'tan yola çıkan bu yolcu gemisinde iki kişinin hayatına tanık olacağız. biri ailesi tarafından aptal olduğu için terk edilen daha sonra kendisine sahip çıkan rahip babasına dünya satranç şampiyonu ödülünü getiren mirko;diğeri ise nazi almanyasında nerde olduğunu bilmediği belgeler yüzünden aylarca bir odada tek başına tutulan ve daha sonra görevli memurlardan çaldığı bir kitapla hayatı değişen dr.b . çaldığı satranç kitabını okuyarak bütün satranç ustalarının oyunlarını öğrenip o odada kendine karşı satranç oynayarak bu tutkusu yüzünden hastaneye düşen ve tövbe eden doktor b gemide dünya satranç şampiyonu mirko ile karşılaşır. eski günlerine geri döner.

Çok farklı bir kurgu ve çok farklı bir kahramanla karşı karşıya bırakıyor Zweig.....Öncelikle bu kitabı okumak için Satrançtan çok fazla anlamanıza gerek yok...Zaten Zweig öyküsünde satranç tahtasını ve taşlarını bir araç olarak kullanıyor...Niyeti hiçlikle dolu büyük bir boşluğun içine bırakılan kahramanının verdiği sınavı çektiği eziyeti gözler önüne sermek...Okunduğu zaman insanın derinliklerinde izler bırakan gerçekten çok iyi kurgulanmış bir öykü.....

Stefan Zweig gibi büyük edebiyatçıları okumak her zaman zevk veriyor. Kitap her ne kadar ebad bakımından ne kadar küçükse edebi bakımından da o kadar büyük. Böyle bir kurgu ve böyle bir anlatım ancak mest eder okuru. Bu kadar küçük bir kitapta bu denli iyi anlatımlar ve psikolojik tahliller hayret veriyor insana. Özellikle kahramanın montun cebinde gördüğü kitabı gördüğü zaman ve (ç)alıyorken hissetlikleri ne kadar güzel anlatılmış. Kitabın şimdi tükenmiş olduğunu görünce tam zamanında almışım diye düşündüm. Yazarın diğer kitaplarını mutlaka okuyacağım...

Klasik oyuncuların çok uzağında duran iki oyuncunun karşılaşmasıyla doruğa çıkan heyecanın ardında farklı mesajlar içeren kısa ve oldukça etkileyeci bir kitap. Ben ne anlarım satraçtan demeyin. Okuyun."

Stefan Zweig “Satranç”

Bir insan satranç tahtası ve taşları olmadan bu oyunu oynayabilir mi? Şimdi gözlerinizi kapatın; bir satranç tahtası ve taşlarını düşleyin. Kaçınız doğru olarak dizebilir taşları? Kaçınız beş, altı hamle sonrasında taşların dizilişlerini hatırlayabilir? Gururlarla ben diye cevap vermek isteyenler hiç acele etmesin, Zweig bu eserinde öyle bir karakter yaratmış ki benim diyen dünya şampiyonları dahi düşlediğini akıllarına getiremezler. Ta ki bu eseri okuyana dek.
Kahramanımız Dr. B, hiçliğin içinde santranca sarılan ve kurtuluş umudunun (aslında gerçekten kurtuluşu) çılgınlığına dönüşmesine engel olamayan olağan üstü bir karakter. Gestaponun en ürkütücü işkencesine maruz kalan Dr. B, bu işkence karşında toplama kamplarında olmayı dahi hayal edebiliyor. Zweig kahramanın içinde bulunduğu hiçliği ve sıkışmışlığı o kadar güzel anlatıyor ki, bence kapalı yerde kalma fobisi olanlar bu kitaptan uzak durmalılar.
İnsan kendine rakip olabilir mi? Düşüncelerini ve stratejilerini iki farklı rakip gibi kullanabilir mi? Tüm bu soruların cevaplarını merak ediyorsanız; Zweig ile birlikte New York’tan Buenos Aires’e hareket etmek üzere olan o vapura yetişmeniz gerekiyor.

Küçük bir not: 2004’ün en iyi filmi olarak kabul gören İhtiyar Delikanlı (Old Boy)’nın da Zweig’in öyküsüne benzer noktalardan geçmesi filmi izlemiş ama henüz kitabı okumamış arkadaşların iştahını kabartacağına inanıyorum.

OBEN

bazen hiç bılmeyerek yaptıgımız davranıslar veya tıpki kitapta oldugu gibi çaldıgı şeyın kitap olması gibi..
zevkle okunacak bir kitap..
çalınan tüm seylerın kitap olması umıdıyle..

İçinde bulunduğumuz ortamın getirdiği zorunluluklara insanın nasıl ayak uydurabileceğini ve bir insanın hiçlikten nasıl delirebleceğini mükemmel bir şekilde
gösteren kısacık ama anlatım yoğunluğunun
olduğu harika bir kitap.Fazla felsefi boyutuna inmek istemiyorum,okuyup bu tadı sizler alın.

Satranç çağlar öncesinde ortaya çıkmış ve o günden bu yana insanları meşgul etmiş bir oyun. Oynayanların tutkunu olduğu bu zeka savaşını kendine konu olarak seçen yazar hikayesine de kahramanları iki değişik uçtan seçmiş. Bir tanesi hiç bir işe yaramaz gözüyle bakılan bir kimsesiz; diğeri ise 1 yıl kadar gözetim altında yalnızlıkla baş başa bırakılan ve oradaki günlerini körleme satranç oynayarak tüketen bir Avusturya göçmeni. Bir raslantı sonucu aynı gemi ile yolculuk yapan bu iki çok farklı insanı bir şey birleştirir : Satranç. Aslında oyun bir iş adamı ve taraftarları ile dünya şampiyonu olmuş Czentovic arasında oynanırken Dr B.'nin onları görüp olaya müdahalesi ile başlar. Ama Dr. B'nin gözetim altındaki günlerinde zihninden kendi kendine oynadığı satranç maçları psikolojisini bozmuş ve ağır bir depresyon geçirmiştir. Şampiyonu yenerek rövanşı kabul etmesi ile bu hastalığı tekrarlar gibi olsa da son anda bundan kendini kurtarmasını bilir. Muhteşem bir kurgu ile akıcılığın karışımı güzel bir eser. Sıcak yaz günlerinde içinizdeki susuzluğu arttıracak bir çalışma. Küük hacimli bu kitabın okunması şiddetle tavsiye edilir.

Bazı saplantılar vardır, uğrunda göz yaşı döksek ya da gerçek bir dengesizlik ile kişiliğimizi buhrana soksak da üstesinden gelinemez. Bu kitapta da satranç ile üstü kapatılmış, bunun gibi saplantılara oldukça yalın bir dille değinilmiş. Konusundan çok fazla bahsedersek kitabın sayfa sayısı az (kitabı bitirdiğimde neden daha fazla yazmadı diye Stefan Zweig'e çok kızmıştım =:-)) olduğu için tamamını gözler önüne sermiş gibi oluruz. Bu kitap çocuklarınıza güzel bir hediye olmakla beraber size de paranoyaklığın yeni bir boyutu ile tanışma fırsatı verecektir.

Kitabı okuduğumda gerçekte aşırı etkilendiğimi söyleyebilirim. kitaba kendinizi okadar kaptırıyorsunuzki kitabın nasıl bittiğini anlamıyorsunuz bile.Kitapta insan beyninin ne kadar muhteşem olduğu ayrıca insanın hiçbir zaman yanlız yaşayamayacağı anlatılmış.Kitaptan fazla hoşlanmayanlara kitabı sevdirmek için tavsiye edilecek muhteşem kitaplardan