Amat Hakkındaki Yorumlar

ne denile bilinir ki işte bildiğimiz İan Oktay Anar gene döktürmüş üstat yıllar öncesinden ne denir herkesin okuması gereken yazarlardan Anar ve Amat beğeneceğinizden benim ve diğer yorum yazan arkadaşların hiç bir kuşkusu yok emin olabilirsiniz
okumalı günler temennisiyle

İhsan Oktay Anar'ın özenli bir araştırmayla edebiyatı bir arada sunan kitaplarından biri. Tarihî roman özelliklerine çook uygun, okuması keyifli bir kitap. Osmanlılarda denizciliğin algılanış ve uygulanış biçimi hakkında kıymetli bilgiler içeriyor. Denizcilik jargonunu çok detaylı biçimde veriyor. Bence Puslu Kıtalar Atlası ve Suskunlar'la yarışamayacak bir kitap. Yine de okumaya değer.

Yine bir masalsı İhsan Oktay Anar kitabı. Sanki Karayip Korsanları ile çok fazla benzerlik var. Sürükleyici bir deniz gezisi hikayesi var. Felsefe kısmı biraz havada kalmış gibi geldi. Sonu da net bitmiyor. Sanki bir köşede anlatılan, sonu bilinmeyen veya sonu hiç yazılmamış masalımsı bir hikaye gibi bitiyor. Çok fazla denizcilik terimi içeriyor: "Palamar mola edildikten sonra, usturmaçalar çekildi. Serenler hisa edildi. ... ve marsipetlere basıp serenlere yayıldılar." gibi.

Puslu Kıtalar Atlası, ardından Suskunlar... Hâmuşân'da yer beğendim kendime. Amat'ı da okuduktan sonra susmam gerektiğine inandığım için. Pek çok şey söylenebilir aslında yapıt hakkında; ama okur susmalı ve İhsan Oktay Anar'ın yapıtları konuşmalı. Öyle de oluyor zaten. Şimdi sepetimde Kitab-ı Hiyel ve Efrasiyab Hikâyeleri var. Sanırım onlarda da yeterince şaşkın bir ifade olacak suratımda. Geç tanıdığım için İhsan Oktay'ı, hayıflanıyorum kendi kendime. Hiçbir şey için geç değildir, demek geliyor içimden; ama yine Hâmuşa bir sükût düşüyor. Gönlüne ve kalemine sağlık Efendi. Mürekkebin bol olsun.

Olağanüstü olayların geçtiği gizemli bir gemide yaşanılan olayların ağırlıkta olduğu bir eser. Özellikle kitabın arasında bir bölümde kayığında demlenen bir sarhoşun sabah ezanı sırasında caminin minaresini top atarak yıkan gemidekilere ettiği beddualar hala unutamadığım bir bölümü oluşturuyor.

Yazarın okuduğum ilk kitabı ve hoşuma gitti. Ancak her sayfasında anlamını bilmediğiniz birçok denizcilik terimleri var bu da kitabın anlaşılmasını zorlaştırıyor.

okuyanın eline denizcilik sözlüğü alması lazım. Öldüm öldüm dirildim bitirene kadar birde sonu bir anda geliyor. Okadar detaylı anlatılan bir hikayenin sonu bukadar kısa tutulmamalıydı bence.

ihsan oktay anar'ın üstün kurgu yeteneği ile yine çok güzel bir iş çıkarmış dediğim,eftamintokofti sözcüğünü dağarcığıma kazandırmış kitap. tek not: sessiz bir ortamda iç düşüncelere dalmadan pür dikkat okunması gerekir

yazarın okuduğum ikinci kitabı.Güzel ama denizcilik terimleri biraz fazla olmuş(bana göre),ama kitapta ilerledikçe alışıyorsunuz buna.Bu ki tabı okuyanlara Puslu Kıtalar atlasını KESİNLİKLE tavsiye ederim.

dehşet , süper bir kitap. puslu kıtalar atlasına bayılmıştım bu ondan da güzelmiş. kesinlikle okunması gereken kitap olay ve kurgu süper....okumayanlar biran önce okumalı

"AMAT" İhsan Oktay Anar'ın bir numaralı kitabı bence.İnsanda bir yazar,gemicilikle ilgili terimleri nerden bu kadar iyi bilebilir diye merak ediyor.Bu da O'nun kendine "ÖZGÜ" bir tarzı işte.
"AMAT" eğer benim gibi "KARAYİP KORSANLARI" hastası varsa onlara şiddetle tavsiye ederim,pişman olmazlar.(böyle dediysem bir tane daha jack beklemeyin sakın :)
gerçekten burdaki yorumlar önemliyse "OKUYUN"

ÇAĞIMIZIN ENGİN BİLGİLİ FİLOZOFUNUN HARİKA ESERLERİNDEN BİRİİ...KİTABIN ALTINDA İHSAN OKTAY İMZASI OLSUN DA NOLURSA OLSUN ALIRIM.SİZ DE KAÇIRMAYIN.PİŞMAN OLMAYACAKSINIZ..

yine çok güzel çok ustaca çok keyifli kusur bulamadığım ihsan oktay anar kitabı çok iyi nasıl öveceğimi şaşırıyorum

Tesadüfen tanıdığım bir yazar İ.Oktay Anar.İlk karşılaştığım kitabı Amat'tı ve çok etkiledi beni.Bir sembolizm tadı aldım kitapta ve bu kitabı oldukça cazip kıldı.Onun takipçisi oldum.O yazdıkça ben okuyorum.Şimdi "Suskunlar"ı alıp okuyacağım.Doğrusu çok da merak içerisindeyim...

İhsan Bey'in bu kitabı da diğerleri gibi muhteşem. Tarihtan bir sepetin içine doldurulmuş, gizem, psikoloji, macera ve felsefe harmanı bir kitap. Birçok denizcilik trimiylede karşılaşabiliyorusnuz.

Pek çok kitap okudum ama yazmak için yazılmış bir kitabı bu yazarda okudum . Amat ve puslu kıtalar atlası her ikiside hiç bir amaca hizmet etmeyen sadece yazılmış olmak için yazılmış kitaplar.Bence okumayan hiçbir şey kaybetmez hatta zamanından kazanıp daha iyi işler yapabilir.

simgelerle örülü bir kitap.dili ise hakikaten müthiş.sulandırılmamış gerçek türkçe.suni kelimeler rastlamıyorsunuz.türkçenin hakkını vermiş.yalnız sembolleri anlamazsanız kitabı bitirdiğinizde biraz bozulabilirsiniz.mitoloji ve islam akideleri hakkında birzacık bilgi atdından yenmez hale getiriyor romanı...

Gerçekten çok zevk aldığım okurken büyülendiğim bir kitap.. Kim ne derse dersin tam olarak türkçe karşılığını bilmediğim sözcükler bile kullansa o kadar akıcı bir anlatımla yazılmış ki yazarın anlatmak istediğini tam olarak anlayabiliyorsunuz. Hiç sıkılmadan zevkle okunan bir kitap Çok beğendim..

İhsan Oktay ANAR ı ilk kez Puslu Kıtalar Atlası ile tanıdım. Daha sonra Amat, tüm kitaplaını okumak için ben de büyük bir istek uyandırdı.
Eserde kullandığı dil biraz ağır olsa da zorlanmadan ve sözlük kullanmadan bir solukta bitirmemi engellemedi.

Bi çok sembol vardı. Cehennemin 7 katlı olmasından tutun da şeytanın dünya dan kovuluşu, İsrafil in kıyamet koparken Sur u üflemesi ve Nuh un gemideki tek günahsız kişi olması v.b... Satırlar arasında bir çok şey gizli... Araştırması size kalış :)

İşte size güzel bir Anar romanı daha. Yazarın tüm kitaplarını okudum ve "Efrasiyab'ın hikayeleri" hariç hepsinde aynı hoşnutluğu yakaladım. Yazarın felsefi ve fantastik anlatımının biraz da tarihle birleşmesiyle çok güzel bi roman çıkmış ortaya. Terimlerin sıklığı ve bilmediğimiz kelimelerin yoğunluğu bazen artsa da kitap kesinlikle kendini elinizden bıraktırmıyor. Yazarın diğer kitaplarını okuduysanız ve memnun kaldıysanız bu kitabı da vakit kaybetmeden okumanızı tavsiye ediyorum. Eğer daha önce yazarın kitaplarını okumadıysanız ise bu kitap sizi farklı dünyalara götürecek demektir. Yelkenler fora, Amat yola çıkmak için sizi bekliyor...

Amat tıpkı binbir gece masallarındaki gibi büyüler fantastik öykülerle dolu masalsı bir kitap. Tıplı kış geceleri ocağın başında anlatılan korkunç öykülere benziyor ve konusu insanı tamamen sarıyor elimden bırakamadım.Okunmasını tavsiye ederim.

Amat, aynı yazarın puslu kıtalar atlasını okuyup beğenenler için mükemmel bir fırsat..ihsan oktay anar yine felsefeyle tarihi harmanlamış ve sürükleyici bi eser ortaya çıkarmış..ancak hikayede çok sık denizcilik terimleri geçiyo..o yüzden bu kitabı ayrıntısıyla anlamak için arada bir sözlüğe de ihtiyaç duyabilirsiniz..

yazarın okuduğum üçüncü kitabıydı ve diğer ikisinde olduğu gibi amatta da bu ustalığa hayran kalmadan edemedim. Anar ın tarzı kesinlikle çok sağlam, bu tarzı inanılmaz bir bilgi birikimiyle birleştirince de ortaya fevkalade eserler çıkıyor.Amat felsefe ve dinin içiçe geçtiği harika bir kitap, karakterler inanılmaz etkileyici,okumalısınız..

Kitabı bitirince, imkanım olsa da gidip ben de bir gemide iş bulsam diye düşündüm nedense. Yüzümde deniz esintilerini hissederek okuduğum bu kitabın dili ve anlatımı çok hoşuma gitti.

İHSAN OKTAY ANAR, UZUN BİR ARADAN SONRA ÇIKARTTIĞI BU KİTABINDA OSMANLI DÖNEMİNDEKİ LANETLİ BİR GEMİNİN ÇIKTIĞI SEFERİ ANLATIYOR. DENİZ TERİMLERİNİ BİRAZ FAZLA KULLANMIŞ YAZAR BU KİTABINDA. BU SİZİ BİRAZ SIKABİLİR. AMA DİLİ ÇOK İYİ KULLANDIĞI BİR GERÇEK. BU YAZAR İŞİNİ İYİ BİLİYOR.

puslu kıtalar atlası'nı okuyup, doyamayıp tekrar okumuştum. Amat'ı alırken tek umudum puslu kıtalar atlası'nda olduğu gibi beni yine başka yerlere sürüklemesiydi, gerçeklere dönmeyi istemememi sağlamasıydı. İ.Oktay Anar yine başarmış ki Amat da 1 kere okumakla bitmedi benim için. Şimdiye kadar 2 kez okudum ama bir sonraki okumam da yakın gibi...:)Size de önerim yazarın yarattığı hayal alemini keşfetmeye başlamanız.

Yazarın okuduğum ilk kitabı, diğer kitaplarını bilemem fakat felsefeci bir öğretim üyesinin yazacağı kitap değil. sanatsal değerlerden uzak ve basit bir anlatım tarzı seçilmiş.
Yazarımızın bundan sonraki eserlerinde başarılar dilerim.

İhsan Oktay Anar'ın sırasıyla Kitab'ül Hiyel , Puslu Kıtalar Atlası ve son olarak Amat kitaplarını okudum. Eğer hayal aleminde çok zevkli bir seyahate çıkmak isterseniz buyrun size gemi(ler)!!!

AMAT’ı (AMAD-I mı demeliyim yoksa?) yazarken çok eğlenmiş olmalı İhsan Oktay Anar. Okuru kadar yazarını da sağa sola yalpalatır bu kitap.Şöyle ki, Puslu Kıtalar Atlası adlı çok müthiş ve öncü eserin yazarının bol bol zaman ve kredisi olmakla ve de sabırsızlıkla bekleyen kitlesine ne verse hoş geleceğini bilmekle, üzerindeki baskının çok ağır olmadığını düşünüyorum.

Amat yazarın ilk 3 kitabından bazı konularda ayrılıyor. Örneğin uzun İhsan efendiyi bulamıyoruz Amat'ta. Üstelik bu kitap konusu gereği denizcilik ve gemicilik konusundaki müktesebatı ayrıntılı bir biçimde aktarıyor ki bu bile başlı başına zor bir olay. Öte yandan bu terimleri güzel bir şekilde öğrenirken kitapta anlatılan manevraları yahut tasvirleri gözünüzün önünde canlandırmaya çalışıyorsunuz.

Yazarın eski kitaplarını da okumuş biri olarak, eski tadı bulamadığımı belirtmek isterim. Kitap tam olarak bir konu bütünlüğünden oluşmuyor. Çok fazla gemicilikle ilgili terim var. 1600 lü yıllardaki gemicilik terimlerini ve argosunu okuyucunun bilmesi biraz zor ama kitap içerisinde birçok yerde anlamını bilmediğim birçok sözcük karşıma çıkıyor. Böyle olması kitabı daha gizemli yapıyor belki ama yine de fazla.
Öte yandan kitap okumaktan keyif alınabilecek kitaplardan birisi. Ninenizin çoçukluğunuzda size anlattığı gizemli, ürkütücü, gerçek ötesi masallar gibi. Her ne kadar olumsuz yönleri olsa da, yazarın önceki kitaplarında ve bu kitapta verdiği tadı başka bir kitapta bulmanız zor. Hatta alışkanlık yapacak derecede etkileyici bir yanı var yazarın kitaplarının. Yazarın sonraki kitabını şimdiden sabırsızlıkla beklediğimi söyleyebilirim.

Nediyim bir İHSAN OKTAY ANAR klasiği...Aslında bunun üzerine söylenecek çokta söz yok bence ...Çünkü daha önceki bütün kitapların okumuş biri olarak tarihi bu kadar iyi hikaye eden bir yazar daha tanımıyorum diyebilirim.Birde hikaye ettiği tarih bilinen kılişe bir tarih olmayınca daha da ilgi çekici oluyor bence...Denizcilikle ilgili bir kitap yazınca denizcilik terimlerini de kullanmak zorunda kalıyorsunuz ancak okur yani ben ilk başlarda çok fazla sıkıldım ve anlamakta zorlandım.Belki diğer eserlerinde de bu gibi terimler vardı ama resimlerle ya da farklı açıklamalarla bu problemi ortadan kaldırırken bu eserinde bunu yapmamış her halde ben yazarken denizciliği araştırdım bir sürü uğraştım sizde okurken biraz uğraşın ve araştırın demek istedi.Ben gene çok beğendim.

Her yerde bestseller olarak belirtiliyor ancak eğer denizcilik terimlerinden bihaberseniz bu kitabı anlamak inanılmaz zor. Ben bu kitabı okurken ne yazık ki bu terimleri soracağim kimse olmadığı için inanılmaz sıkıldım. Kitabı 1 ayda ancak bitirebildim. Keşke atta kullanılan kelimeler için açıklama yapılsaydı da ne okuduğumuzu anlasaydık.

İhsan Oktay Anar'ın kitaplarını daha önceden hiç okumamıştım. Denizlik ile ilgili kitaplara merak saldığım bu günlerde bu kitabı da okudum. Yazarın anlatımı, denizcilik terimlerine uzak olanlar için başlagıçta sıkıcı gelse de daha sonradan çok zevk alacaklarına eminim.
Üç tarafı denizlerle çevrili güzel yurdumuzda denizciliğe bu kadar uzak yaşammaıza inat son zamanlarda artan ilgi ve yazarın anlatımdaki ustalığı kitabın başarısını artırmakta.. Herkese iyi seyirler..

Kitabı yazarını pek tanımadan sadece kitapçımın tavsiyesiyle almıştım. Hatta okurken ilk 3' te 1 'lik bölümünde baya oflaya puflaya okudum; fakat giderek gelişen kurgusu, akıllıca yerleştirilmiş karakterleri, güzel anlatımıyla okudukça okunası bir kitap oluverdi benim için. Kitabın başlarında bir hayli rahatsız olduğum fazlaca denizcilik terimleri sonraları aslında hoşuma bile gitti diyebilirim. okunmalıdır derim.

Esasen pek de roman okuyan birisi değilim ancak, "Amat"ı okumak bir yana neden İhsan Oktay Anar'la bir okuyucu olarak daha önce tanışmadığıma hayıflandım. Amat'ı abartacak değilim ama bir tuttuğunu bin kere koparan Batı'nın misalen; Karayip Korsanları gibi iyi bir bütçeyle, hem de "onların süpermeni var da bizim niye yok" gibi trajikomik hâllere düşercesine çektiğimiz filmler gibi hiçbir alternatif kaygısı olmaksızın beyaz perdeye aktarılabilecek iyi bir kurguya sahip olduğunu söylemek gayet mümkün. Okuyucuya nacizane bir önerim; önce denizcilik terimelerine ilişkin (örneğin; www.dzkk.tsk.mil.tr) bir web sitesinden kitabın arkasına yapıştırmak üzere bir sözlük indirsinler. Böylece daha fazla keyif alacaklardır.
Harun YILMAZ.
02.01.2006/Adana

İhsan Oktay Anar edebiyatımızın kuyruklu yıldızı gibi.. Arada sırada geçiyor ve gözlerimizi kamaştırıyor... İlk iki romanıyla kıyaslamadan okunması gerekli; ki eğer kıyaslanırsa Amat biraz farklı bir -haksız- değerlendirmeye kurban gidebilir. Anar iyi bir romancı. Son dönem Türk edebiyatının yüzakı. Romanları okunmadığı halde Nobel´e aday gösterilen yazarlarla kıyaslandığında, o benden Nobel ödülünü çoktan aldı bile.. Amat ilginç bir roman. Tek eksiği var, o da kitabın sonuna konulması gereken denizcilit terimleri sözlüğü... Umarım diğer baskılarında bu eksik giderilir... Son söz: Kitaplığınızı Anar´ın külliyatından mahrum bırakmayın...

Bugüne dek, kendinden başka kimseye benzemediği için, yazdıklarına benzeyen türlere meraklı ve gençlerin çoğunlukta bulunduğu sadık bir okur çevresi oluşturan roman anlayışı, Puslu Kıtalar Atlası ile etkileyici bir şok yarattıktan sonra Kitab-ül Hiyel ve Efrâsiyâb'ın Hikâyeleri ile sürmüştü.
Amat bekleniyordu. Ne olduğu bilinmeden. İhsan Oktay Anar ne yazarsa yazsın, gene kendi hiç görünmeden ve hiçbir aracı olmaksızın okurlarına ulaşacak, onları yeni bir hayal dünyasına götürecekti. Bilinen gerçeklerle ilgisi olmayan bu hayallerin tarihe ilişkin karşılıklarını aramak yersizdi. Çünkü o güne dek bütün bildiklerimizden başka bir roman yazıyordu o.

yazar olayları gerçekten mükemmel kurgulamış fakat kitabın diğer kitaplara göre bence biraz farklılığı var. yazar diğer kitaplarında olayları çok karmaşık bir hale getirip daha sonra açıyordu fakat bu kitapta en başları hariç çok net bir hikaye akışı var fakat bu kitap da özellikle cümlelerin, kurguların felsefi açısından çok zengin. sonuç itibariyle kitap tekrar tekrar okunası bir ihsan oktay anar klasiği

okurken yanınızda bir denizcilik terimleri sözlüğüne ihtiyaç duyacağınız roman. yoksa denizcilik dünyasının uzağında kalınca roman da sizi savuruyor kıyıya doğru. konularından biri ölümsüzlük olan hikayenin denizde geçmesi hoş bir ayrıntı. deniz de uzakları yani bilmediğimizi çağrıştırmaz mı hep? tıpkı uzaklar gibi ölüm de birgün yakın olur. kötülük ve de. onu da hep uzağımızda sanırız. elimizde taşlar bekleriz günahkara atmak için. roman isa'nın muhteşem cümlesini hatırlatıyor: hiç günahı olmayan ilk taşı atsın!

Modern bir Faust hikayesi ya da tersten bir Nuh'un gemisi versiyonu. Yazar harikalar yaratmaya devam ediyor. Deli marangoz, Kayıkçı recep, Diyavol Paşa, Kırbaç Süleyman Reis derken tüm kahramanlar önünüzde derin felsefi tartışmalara giriyorlar. Kesinlik, ölüm, ölümsüzlük, son sonsuzluk. Okurken dikkat edin çarpabilir.